Prof. Dr. Erdinç ERTÜRK
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı
Bursa UludaÄŸ Üniversitesi Tıp Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi
Bağlarbaşı Mah. 1. Sedir Sok.
Medi-Loft Doktor Ofisleri No:15/12
Osmangazi 16160 BURSA
Tel: (224) 246 0099
WA:(531) 78 66 888
e-posta: drerdincerturk@gmail.com

Addison hastalığı ve akut adrenal kriz
​
Genel bilgiler
​
Adrenal bezlerden yeterli glukokortikoid salgılanamaması ile oluÅŸan klinik duruma adrenal yetmezlik adı verilir. Adrenal yetmezlik adrenal bezlerin bilateral harabiyetine baÄŸlı oluÅŸtuÄŸunda primer adrenal yetmezlik, hipofizden ACTH salgılanmasının yetersiz olmasına baÄŸlı olarak oluÅŸmasına ise sekonder adrenal yetmezlik adı verilir. 1800’lü yıllarda Thomas Addison’un bu hastalığın klinik bulgularını ayrıntılı bir ÅŸekilde tarif etmesi ve hastalarda adrenal patolojileri göstermesine baÄŸlı olarak primer adrenal yetmezlik Addison hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Sekonder adrenal yetmezliÄŸin primer adrenal yetmezlikten en önemli farkı renin anjiotensin aldosteron aksının salim olması nedeni ile mineralokortikoid salgılanmasının bozulmamış olmasıdır.
​
Primer adrenal yetmezlik toplumda nadir görülen bir hastalıktır. Epidemiyolojik çalışmalar 100 000 nüfusta 5-10 vakanın olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Tedavi edilmediÄŸinde ölümcül bir hastalıktır. Addison hastalığı tanımlanmasından ancak yaklaşık 100 yıl sonra glukokortikoidler ile tedavi edilebilir hale gelmiÅŸtir. Glukokortikoid replasmanı öncesi hastaların sürvisi çok kısa iken günümüzde etkin olarak tedavi edilmekte, bazı mortalite ve morbidite risklerine raÄŸmen hastalar saÄŸlıklı bir yaÅŸam sürdürmektedirler.
​
Etyoloji
​
Primer adrenal yetmezliÄŸin en sık sebebi otoimmüniteye baÄŸlı olarak adrenal bezin fonksiyon kaybetmesidir. GeliÅŸmiÅŸ toplumlarda % 90’dan fazla hastada etyolojinin otoimmünite olduÄŸu görülmektedir. Hastalığın ilk tanımlandığı yıllarda tüberküloz en sık sebep idi. Günümüzde tüberküloza baÄŸlı adrenal yetmezlik çok nadir görülmektedir. Yine de tüberküloz eradikasyonu yeterince yapılamamış ülkelerde tüberküloz halen adrenal yetmezlikte önemli bir sebep olabilmektedir. Bunlar dışında da çok sayıda patoloji primer adrenal yetmezliÄŸe yol açabilir. Adrenal bezlere bilateral metaztaz yapan kanserler, adrenal bezlerin içine bilateral kanamalara baÄŸlı adrenal yetmezlik son yıllarda daha sık görülebilen nedenlerdendir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
Primer adrenal yetmezlik nedenleri
​
-
Otoimmünite
-
Tüberküloz
-
Metaztatik karsinoma
-
Ä°laçlar
-
Ketakonazol, metirapon, aminoglutetimid, mitotan, etomidate
-
-
Enfeksiyonlar
-
Meningokok, mantar, pseudomonas auregenosa
-
-
Kanama
-
Antikoagülan tedavi, kanama diyatezi
-
-
Konjenital adrenal hiperplazi
-
Adrenolökodistrofi
-
Bilateral adrenalektomi
------------------------------------------------------------------------------------------------------
​
Bulgular
​
Adrenal yetmezlikte semptomlar kortizol hormonu salgılanma yetersizliÄŸinin ÅŸiddetine göre deÄŸiÅŸir. En sık sebep olan otoimmüniteye baÄŸlı adrenal yetmezlikte harabiyet yavaÅŸ ilerleyen bir harabiyettir. Bu nedenle baÅŸlangıçta belli oranda kortizol salgılaması vardır, semptomlar sadece kortizol gereksiniminin arttığı dönemlerde ortaya çıkar. Uzun dönemde semptomların ÅŸiddetlendiÄŸi ve hastanın yaÅŸamını tehdit edecek boyuta ulaÅŸtığı görülür. Bilateral kanama gibi durumlarda ise aniden geliÅŸen ÅŸiddetli adrenal yetmezlik gözlenir. Bu hastalar hiçbir ön semptom olmadan akut adrenal kriz tablosuna girerler.
Adrenal yetmezliÄŸe baÄŸlı semptomlar esas olarak sıvı ve elektrolit dengesizliklerine baÄŸlıdır. BaÅŸlangıç semptomları genellikle nonspesifiktir. Hastalar halsizlikten, çabuk yorulmadan, iÅŸtahsızlıktan, bulantı kusma gibi semptomlardan yakınırlar. Kortizol sekresyonu azaldıkça baÅŸ dönmesi, tansiyon düÅŸüklüÄŸü, adet düzensizliÄŸi, kilo kaybı görülür. Primer adrenal yetmezlikli hastaların en göze çarpan semptomu hiperpigmentasyondur. Kortizol eksikliÄŸine baÄŸlı olarak negatif feed back etki ortadan kalktığı için plazma ACTH düzeyi çok artar. ACTH artışı ile birlikte melanosit uyaran hormon (MSH) etkinliÄŸinin artması sonucu hiperpigmentasyon görülür. Özellikle güneÅŸ gören yüz ve kollarda, tipik olarak dudak, gingiva ve ağız içi mukozasında alanlar halinde hiperpigmentasyon görülür. Hastaya tanı konamazsa ve tedavisi baÅŸlanamazsa daha sonraki günlerde dehidratasyon, hipotansiyon, hipoglisemi semptomları ile birlikte genel durumun bozulması ile hiovolemik ÅŸoka girebilirler.
Primer adrenal yetmeziÄŸin tipik laboratuar bulgusu hiponatremi ve hiperkalemidir. Hastalarda her iki elektrolit bozukluÄŸunun bir arada olması oldukça tipik olmakla birlikte sadece hiponatremi veya sadece hiperpotasemi nadir deÄŸildir. Hipoglisemi daha çok çocukluk yaÅŸ gurubunda görülür. Hastalığın ileri evrelerinde hiperkalsemi, azotemi, anemi, eozinofili saptanabilir. Bu tür elektrolit bozuklukları ile karşılaşılması durumuna adrenal yetmezlik olasılığı akla getirilmelidir.
----------------------------------------------------------
Primer adrenal yetmezlikte semptomlar
​
-
Halsizlik, çabuk yorulma
-
Anoreksi
-
Bulantı, kusma
-
Karın ağrısı
-
Kabızlık, ishal
-
Kilo kaybı
-
Tuz yeme isteÄŸi
-
Hiperpigmentasyon
-
BaÅŸ dönmesi (ortostatik)
-
Açıklanamayan ateÅŸ
-
Adet düzensizliÄŸi
-
Kas güçsüzlüÄŸü
-
Hipoglisemi belirtileri
-
Dehidratasyon
-
Hipotansiyon
-
Åžok
----------------------------------------------------------
Tanı
​
YavaÅŸ seyirli geliÅŸen adrenal yetmezlik durumunda hastaların uzun süredir var olan, semptomların ÅŸiddeti epizotlar halinde deÄŸiÅŸen yakınmalar ile hekime baÅŸvururlar. Çok farklı tanılar ile tedavileri düzenlenmiÅŸ olsa da yakınmaları giderek arttığı görülür. Hiperpigmentasyon en çarpıcı bulgu olabilir. Nadir bir hastalık olması nednei ile adrenal yetmezlik olasılığı hekimlerin aklına kolay gelmeyebilir. Klinik ÅŸüphe durumunda tanıya yönelik testler istenmelidir. Bazı hastalar ise akut adrenal kriz ile acile baÅŸvurabilirler. Bu hastalarda genellikle uzun zamandır var olan yakınmalar olmasına raÄŸmen ya hekime baÅŸvuramışlardır, ya da tanı konamamıştır. Akut adrenal kriz olasılığı olan bir hastada kan numunesi alındıktan sonra tedavinin gecikmemesi için sonuç beklenmeden adrenal yetmezlik tedavisi baÅŸlanmalı, daha sonra sonuçlara göre tedaviye devam edilip edilmeyeceÄŸine karar verilmelidir.
​
Primer adrenal yetmezlik tanısı için altın standart yöntem ACTH uyarı testidir. Egzojen verilen sentetik ACTH ile serum kortizol seviyesinin istenilen seviyeye ulaÅŸması beklenir. Synactenin 250 ug iv/im enjeksiyonundan 30 ve 60 dakika sonra alınan kan örneklerinde kortizol seviyesi 18 ug/dL üzerine çıkmıyorsa adrenal yetmezlik tanısı konur. Bu test tanı için altın standart olmakla birlikte sabah saatlerinde alınan serum kortizolün çok düÅŸük bulunması ile birlikte plazma ACTH seviyesinin normalin çok üzerinde olması durumunda da primer adrenal yetmezlik tanısının yüksek hassasiyetle konulabileceÄŸini gösteren yeterli yayın bulunmaktadır. Sabah serum kortizol seviyesi 3 ug/dL altında iken plazma ACTH seviyesi normalin üst sınırının 2-3 kat daha üzerinde ise adrenal yetmezlik tanısı konur.
​
Ayırıcı tanı
​
Adrenal yetmezlik tanısı konulan bir hastada bir taraftan tedavisi gecikilmeden baÅŸlanmalı bir taraftan da etyolojisi araÅŸtırılmalıdır. Etyolojiye yönelik olarak öncelikle yapılması gereken tetkik serum ACTH seviyesinin ölçülmesidir. Primer adrenal yetmezlikte plazma ACTH seviyesi çok yüksek iken sekonder adrenal yetmezlikte düÅŸük veya normal sınırlarda bulunur. Plazma ACTH ölçümü adrenal yetmezliÄŸin adrenal kaynaklı mı, hipofizer kaynaklı mı olduÄŸunu göstermesi bakımından hassas bir laboratuar tetkikidir. Primer sekonder ayırıcı tanısı yapıldıktan sonra adrenal veya hipofizer patolojiler ayırdedilmeye çalışılmalıdır.
​
Primer adrenal yetmezlik tanısı konulan bir hastada anamnez ve fizik muayene bulguları ile belirgin bir etyolojik sebep yok ise en sık görülen sebep olarak önce otoimmünite araÅŸtırılmalıdır. Son yıllarda otoimmün adrenal yetmezlik tanısı için sensitivitesi ve spesifisitesi oldukça yüksek 21-hidroksilaz antikoru ölçümü yöntemleri geliÅŸtirilmiÅŸtir. Otoimmünite saptanamayan olgularda adrenal görüntüleme adrenal yetmezliÄŸin etyolojik tanısında çok yararlı olabilir. Çocukluk döneminde adrenal yetmezlik sebebi sıklıkla konjenital adrenal hiperplazi olduÄŸu için uygun testler ile tanıya yönelik araÅŸtırma yapılmalıdır.
​
Akut adrenal kriz tedavisi
​
Adrenal yetmezlik tedavisini akut adrenal kriz tedavisi ve kronik adrenal bez hormonlarının replasman tedavisi olarak 2 baÅŸlıkta toplamak gerekir. Akut adrenal kriz durumunda hastaya hızla müdahale edilmeli ve yaÅŸamsal fonksiyonları desteklenmelidir. Akut adrenal yetmezlik açısından yapılması gereken en öncelikli destek sıvı eksiÄŸinin giderilmesidir. EriÅŸkin akut adrenal krizdeki hastalarda ortalama 4-6 L kadar sıvı açığı vardır. Bu amaçla ilk saatte 1000 ml gidecek ÅŸekilde % 0.9 NaCl damar yolundan infüzyonuna baÅŸlanır. Hipoglisemi riski nedeni ile beraberinde saatte 100 ml hızla gidecek ÅŸekilde % 10 dextroz infüzyonuna baÅŸlamak uygun olur. Ä°lk saatten sonraki saatlerde sıvı infüzyon hızı hastanın aldığı çıkardığı takibine, renal fonksiyonlarına, kardiyak yetmezlik bulgularının olup olmamasına göre dinamik olarak karar verilmelidir.
​
Akut adrenal krizdeki diÄŸer en önemli tedavi baÅŸlığı glukokortikoid replasmanıdır. Tercih edilen glukokortikoid hidrokortizondur. Ä°ntravenöz olarak 100 mg hidrokortizon hemen uygulanmalıdır. Daha sonraki saatlerde 6 saat aralıklarla 50 mg hidrokortizon iv puÅŸe veya 200 mg hidrokortizon 24 saatte gidecek ÅŸekilde uygulanır. Akut adrenal kriz durumundaki hastada ilk 24 saatte kullanılan bu yüksek doz tedavi ertesi gün hastanın klinik bulgularına göre azaltılır. Parenteral hidrokortizon bulunamadığı durumlarda eÅŸdeÄŸeri dozlarda metil prednizolon veya dexametazon kullanılabilir.
​
Kronik adrenal yetmezlik tedavisi
​
Primer adrenal yetmezliÄŸin kronik tedavisinde glukokortikoid ve mineralokortikoid aktivitesi olan hormon replasmanı yapılması gerekir. Glukokortikoid replasmanı için farklı sentetik glukokortikoidler kullanılabilir. En sık kısa etkili glukokortikoid olan hidrokortizon tercih edilir. Kısa etkili glukokortikoid kullanılarak kortizolün fizyolojik günlük diürnal ritmi taklit edilmeye çalışılır. Uzun etkili glukokortikoidler kullanıldığında gün içerisinde yüksek kortizol gereksinimi olduÄŸu saatlerde yetersizlik, düÅŸük kortizol gereksinimi olduÄŸu saatlerde fazlalık olasılığı daha yüksek olur. En çok sabah 10 mg, öÄŸle 5 mg ve akÅŸam 5 mg hidrokortizon tercih edilir. Bu dozdan daha az veya çok gereken hastalar olabilmektedir. Glukokortikoid yetersiz olduÄŸunda adrenal yetmezlik bulguları ve adrenal kriz riski oluÅŸur. Glukokortikoid fazla verildiÄŸinde ise uzun dönemde hastada Cushing sendromu bulguları ve metabolik sendrom komponenetleri gözlenir.
​
Mineralokortikoid eksikliÄŸini gidermek için fludrokortizon tercih edilir. Kullanılan doz genellikle 0.05-0.2 mg/gündür. Sekonder adrenal yetmezlikte mineralokortikoid replasmanına gereksinim yoktur. Primer adrenal yetmezlikli bazı hastalarda sadece glukokortikoit replasmanı yeterli olup, mineralokortikoid replasmanına gerek olmayabilir. Mineralokortikoid replasmanı yaparken de yetersizlik ve fazlalık bulgularına çok dikkat edilmesi gerekir. Yetersizlik durumunda halsizlik, kas aÄŸrısı, hipotansif belirtiler, hiponatremi, hiperpotasemi gözlenebilir. Mineralokortikoid hastanın gereksiniminden fazla verildiÄŸi durumlarda ise ödem, hipertansiyon, hipopotasemi görülebilir.
​
Adrenal krizin önlenmesi
​
Primer adrenal yetmezlik hasta izlemi yapan hekimin temel amaçlarından birisi hastanın akut adrenal krize girmesini önlemek olmalıdır. Hasta ideal koÅŸullarda tedavi edilmiÅŸ olsa bile adrenal krize girebilir. Bunun en önemli sebebi glukokortikoid replasmanının her zaman sabit olmamasıdır. Bazı durumlarda hastaların günlük gereksinimi birkaç kat artabilir. Bu günlerde glukokortikoid dozu uygun ÅŸekilde artırılmaz ise hasta aniden akut adrenal krize girebilir. Buna karşın hastaların adrenal krize girme olasılığını azaltmak amacı ile sürekli yüksek doz glukokortikoid verilmesi hastada Cushing sendromuna yol açar. Bu nedenle glukokortikoid gereksinimi arttığı günlerin tespit edilmesi ve o günlerde uygun doz deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılması gerekir.
​
Fizyolojik stres durumlarında stresin ÅŸiddetine göre glukokortikoid gereksinimi deÄŸiÅŸir. Minör stres durumlarında gereksinim 2-3 kat artarken, ÅŸiddetli stres durumlarında gereksinim 5-10 kat artabilir. Majör stres durumlarında uygun görülen dozda glukokortikoid replasmanı hekimler tarafından yapılmalıdır. Herkesin yaÅŸamında sıkça karşılaÅŸtığı minör stres durumlarında ise hastaların saÄŸlık kuruluÅŸuna baÅŸvurmaları beklenmez. Hastalar bu konuda eÄŸitilip gerekli doz deÄŸiÅŸikliÄŸini kendilerinin yapması önerilir. Üst solunum yolu ve idrar yolu enfeksiyonları, diÅŸ çekimi, kesi, düÅŸme gibi minör travmalar, ishal, bulantı, kusma durumları gibi pek çok durum minör stres olarak kabul edilir. Bu günler içerisinde hastanın kullandığı glukokortikoid dozunu 2-3 kat artırması önerilir. Buna raÄŸmen adrenal yetmezlik semptomları kontrol altına alınamıyorsa gecikmeden saÄŸlık kuruluÅŸuna baÅŸvurması önerilir. Kaza, travma gibi nedenlerle ÅŸuur kaybı durumlarında gecikilmeden tedavisine baÅŸlanması için hastalık durumlarını bildirir kolye, künye veya kart taşımalıdırlar.
​
-----------------------------------------------
Minör fizyolojik stres durumları
​
-
Basit enfeksiyonlar
-
Minör travmalar
-
DiÅŸ çekimi
-
Ä°shal
-
Bulantı-kusma durumları
-
Aşırı terleme
-
YoÄŸun spor
-
YoÄŸun mental stres
-
Endoskopi/lavman
-----------------------------------------------------
​
Primer Adrenal Yetmezlik ile ilgili
Yanlışlar
​
-
Adrenal yetmezlikli hastalarda bulantı kusma nadir görülen semptomlardandır.
-
Hiperpigmentasyon sekonder adrenal yetmezlikte sıklıkla beklenen bir bulgudur.
-
Primer adrenal yetmezlik toplumda yaklaşık % 1 sıklıkta görülen bir hastalıktır.
-
Sekonder adrenal yetmezlikle hipoglisemi beklenmez.
-
Adrenokortikotropin eksikliğinde hem kortizol hem de aldosteron salınımını azalır.
-
Primer adrenal yetmezlik çok sıklıkla akut geliÅŸen bir klinik durumdur.
-
Primer adrenal yetmezlik hipertansiyona yol açabilir.
-
Primer adrenal yetmezlik kilo artışına yol açabilir.
-
Adrenal yetmezlikte hipopotasemi görülür.
-
Hipernatremi adrenal yetmezliğin tipik semptomlarındandır.
-
Adrenal yetmezlikli hastalarda hipoglisemi hemen her zaman saptanan bir bulgudur.
-
Adrenal beze tek taraflı metaztaz yapmış kanser durumlarında adrenal yetmezlik olasılığı yüksektir.
-
Adrenal yetmezlik tanısı konulan bir hastada etyolojik tanı için ilk olarak serum kortizol ölçümü yapılmalıdır.
-
Sekonder adrenal yetmezliÄŸinde serum ACTH seviyesi çok yüksek saptanır.
-
Primer adrenal yetmezliğin en sık etyolojik sebebi enfeksiyonlardır.
-
YenidoÄŸan döneminde en sık adrenal yetmezlik nedeni adrenolökodistrofidir.
-
Adrenal neoplaziler sıklıkla primer adrenal yetmezliğe sebep olurlar.
-
Primer adrenal yetmezlik nadiren otoimmüniteye baÄŸlı geliÅŸir.
-
Adrenal yetmezlik tanısı konulan hastaya etyolojik tanı için ilk önce adrenal görüntüleme yapılmalıdır.
-
Adrenal bezin görüntülenmesinde adrenal sintigrafi sık kullanılmaktadır.
-
Otoimmüniteye baÄŸlı olduÄŸu düÅŸünülen primer adrenal yetmezlik durumlarında bakılabilecek otoantikor tetkik henüz geliÅŸtirilememiÅŸtir.
-
Primer adrenal yetmezlikte sürvi oldukça kısadır.
-
Primer adrenal yetmezlikte en sık ölüm sebebi akut adrenal krizdir.
-
Primer adrenal yetmezlikte glukokortikoid ile birlikte mineralokortikoid vermeye gerek yoktur.
-
Primer adrenal yetmezlik tedavisinde glukokortikid replasmanına kontrollü olarak ara verilmesi gerekir.
-
Adrenal yetmezlikli hastalar glukokortikoid ilacını gece yatmadan önce almaları önerilir.
-
Adrenal yetmezlikli hastalarda uzun etkili glukokortikoidler daha çok tercih edilir.
-
Adrenal yetmezlik tanısı ile izlemde olan hastada glukokortikoid dozu serum kortizol ölçümüne göre ayarlanır.
-
Addison hastası glukokortikoid dozunu hekime danışmadan kendisi arttırmamalıdır.
-
Enfeksiyon durumlarında adrenal yetmezlikli hastalar kullandıkları glukokortikoidlere ara vermelidirler.
-
Primer adrenal yetmezlikli hastaların izleminde ACTH seviyesi çok hassas olarak glukokortikoid gereksinimini belirler.
-
Acile baÅŸvurmuÅŸ bir hastada akut adrenal kriz düÅŸündürecek tipik klinik tablo karın aÄŸrısı ve ateÅŸtir.
-
Akut adrenal kriz durumundaki hastada bulantı, kusma gibi gastrointestinal semptomlar beklenmez.
-
Akut adrenal krizdeki hastalarda dopamin gibi vazopressör ajanlar verilirse hipertansif yanıt görülür.
-
Adrenal yetmezlikli hastalar nadiren akut adrenal kriz klinik tablosu sonrası tanı alırlar.
-
Akut adrenal krizdeki hastaya glukokortioid verildikten 2-3 saat sonra sıvı tedavisine başlanmalıdır.
-
Akut adrenal kriz durumundaki hastalarda hidrasyon potasyum içeren sıvılarla saÄŸlanmalıdır.
-
Akut adrenal kriz durumunda glukoz içeren sıvılar verilmemelidir.
-
Akut adrenal kriz durumunda verilecek sıvı hızı oldukça yavaÅŸ olmalıdır.
-
Akut adrenal krizdeki hastaya hemen parenteral mineralokortikoid verilmelidir.
-
Akut adrenal krizdeki hastaya günlük gereksinim glukokortikoid (20-25 mg hidrokortizon) hemen, parenteral verilmelidir.
​