top of page
???
???

Tiroid Bezi / Guatr

 

Tiroid bezi vücudun neresindedir? Görevi nedir?

Tiroid bezi boynun ön tarafında adem elması olarak adlandırılan kıkırdağın hemen altında ortadan bitiÅŸik olarak saÄŸ ve sol parçaları olan endokrin (hormon yapan) organdır. Åžekil olarak kelebeÄŸe benzetilebilir. Lob olarak adlandırılan saÄŸ ve sol parçaları vardır. Yaklaşık olarak yükseklikleri 4 cm ve geniÅŸliklileri 2 cm kadardır. Tiroid bezinin görevi tiroid hormonu adı verilen hormonu sentezleyerek dolaşıma vermektir. Tiroid hormonu kan dolaşımı ile tüm vücuda yayılarak etkisini gösterir.

​

Tiroid hormonunun etkileri nelerdir?

Tiroid hormonu vücuttaki tüm hücreleri etkileyebilen bir hormondur. Hücrelerin fonksiyonlarını düzenleyici rolü vardır. EksikliÄŸinde tüm metabolizmada bir yavaÅŸlama, aksine fazla olduÄŸunda da bir hızlanma görülür. Her iki durum da organizma için olumsuz sonuçlar doÄŸurur. Kandaki tiroid hormonu seviyelerinin normalden az olması durumuna hipotiroidi (Bkz. Hipotiroidi) fazla olmasına durumuna da hipertiroidi (Bkz. Hipertiroidi) denir. Bu durumlar uygun ÅŸekilde tedavi edilmediklerinde kiÅŸilerde çeÅŸitli rahatsızlıklara hatta tiroid komaları denilen yaÅŸamı tehdit eden durumlara yol açabilir.

​

Tiroid bezinin hangi hastalıkları vardır?

Tiroid bezi hastalıkları birkaç baÅŸlıkta toplanabilir.

  • Fonksiyon bozukluÄŸuna baÄŸlı hastalıklar; Az hormon sentezlemesine baÄŸlı hipotiroidi, aşırı hormon sentezlemesine baÄŸlı hipertiroidi.

  • Tiroid bezinin tümörleri; Ä°yi huylu tümörleri, kötü huylu tümörleri.

  • Tiroid bezinin iltihabi hastalıkları; Kronik (uzun süreli) iltihabi hastalıkları, akut (kısa süreli) iltihabi hastalıkları, subakut (orta süreli) iltihabi hastalıkları

  • Tiroid bezinin boyutu ile ilgili hastalıkları; Tiroid bezi boyutunun artması (Guatrlar), tiroid bezinin küçülmesi.

  • Tiroid bezinin doÄŸumsal hastalıkları; Tiroid bezinin geliÅŸmemiÅŸ olması, tiroid bezinin doÄŸumsal olarak fonksiyon gösteremiyor olması.

​​

Guatr ne demektir?

Tiroid bezinin normal boyutundan daha büyük olması durumuna guatr denir. Tiroid bezinin fonksiyonunu göstermez. Az, çok veya normal çalışıyor olabilir. Guatrlı tiroid bezi içerisinde nodülleri ile birlikte olabileceÄŸi gibi nodülsüz guatr da olabilir. Tiroid bezi büyümesi genellikle göz ile dışardan bakılınca farkedilir veya hekim tarafından elle muayene sırasında veya ultrasonografi ile saptanabilir. Tiroid bezinin çok sayıda hastalığı bezde büyümeye yani guatra sebep olabilir. En sık guatr sebebi iyot eksikliÄŸidir. Bir toplulukta iyot içeriÄŸi zengin besin tüketimi yeterli deÄŸil ise o toplulukta yüksek oranda guatr görülür. Bu duruma “endemik guatr” adı verilir.

​

Ä°yot eksikliÄŸi ne gibi sorunlara yol açar?

Ä°yot eksikliÄŸi uzun süreli olduÄŸunda tiroid bezinde büyüme yani guatr geliÅŸir. Ä°yot eksikliÄŸi olan kiÅŸilerde tiroid nodülü geliÅŸme olasılığı daha yüksektir. Yıllar içerisinde bu nodüllerde kontrolsüz tiroid hormonu yapımı yani zehirli nodüler guatr geliÅŸme olasılığı vardır. Gebelik döneminde iyot eksikliÄŸi fetüs geliÅŸimini olumsuz etkileyebilir. Ä°yot eksikliÄŸi olan gebelerde erken düÅŸük, erken doÄŸum olasılığı artar. Yapılan araÅŸtırmalarda iyot eksiliÄŸi olan toplulukların genel ortalama zeka düzeylerinin daha düÅŸük olduÄŸu gösterilmiÅŸtir. 

​

İyot gereksinimi nasıl anlaşılır ve eksiklik nasıl giderilir?

Ä°yot denizde bol, toprakta ise az bulunan bir elementtir. Deniz ürünü yeterince tüketilmediÄŸinde günlük iyot gereksiniminin karşılanabilmesi zordur. Yeterli deniz ürünü tüketmeyen toplumlarda genellikte tuzlar iyottan zenginleÅŸtirilmiÅŸtir. Böylelikle iyot eksikliÄŸi sorunu büyük oranda çözülür. Ä°yot eksikliÄŸi kan ve idrar ölçümleri ile kolay tespit edilemez. Herkese iyottan zengin besin tüketimi ve iyotlu tuz kullanımı tavsiye edilir. Hamilelikte iyot gereksinimi belirgin arttığı için besinler dışında ayrıca iyot içeren ilaç takviyesi alınması tavsiye edilir (Bkz. Hamilelikte tiroid).

​

Tiroid hormon tetkikleri ile ilgili neleri bilmek gerekir?

En sık kullanılan tiroid testleri kan örneÄŸinde TSH, serbest T4, serbest T3 seviyelerinin ve tiroid antikorlarının ölçülmesidir. Bu testler içerisinde tiroid bezinin fonksiyonunu en hassas gösteren tetkik TSH seviyesinin ölçümüdür. Serum TSH seviyesinin yükselmesi kanda tiroid hormonu yetersizliÄŸinin, serum TSH seviyesinin çok düÅŸük olması da tiroid hormonu fazlalığının göstergesidir. TSH adlı hormon beyinden salgılanan ve tiroid bezinin çalışmasını kontrol eden hormondur. Tiroid hormonu kanda azalmaya baÅŸladığında ilk olarak beyinden TSH salgılanması artar ve tiroid hormon seviyesi normalin altına inmeden önce kandaki TSH seviyesi yüksek bulunur. Yani tiroid hormonu yetersizliÄŸi durumunun erken dönemlerinde ilk olarak serum TSH seviyesinin yüksek olduÄŸu görülür. Tiroid hormonu artışı olduÄŸu durumda da tersi söz konusudur. Ä°lk olarak serum TSH seviyesi normal sınırların altına iner.

​

Tiroid antikorlarının anlamı nedir?

Antikorlar vücudu korumak üzere kan hücreleri tarafından yapılan moleküllerdir. Vücudumuzun savunmasında önemli rolleri vardır. Bazı kiÅŸilerde ise yabancı maddelere veya mikroplara karşı deÄŸil vücudun kendi hücrelerine karşı antikorlar yapıldığı görülür. Bunlara otoantikorlar adı verilir. Otoantikorların neden oluÅŸtuÄŸu bilinmemektedir. Tiroid hücrelerine karşı oluÅŸan otoantikorlar en sık rastlanılan otoantikorlardır. Otoantikor yapımı genellikle süreklidir ve otoantikor yapımını durduracak bir tedavi henüz geliÅŸtirilememiÅŸtir. Bu antikorlar tiroid hücreleri ile reaksiyona girerler ve tiroid bezinin fonksiyonunu bozarak hipotiroidiye (Bkz. Hipotirodi) yol açabilirler. Hipotiroidi genellikle yıllar süresince çok yavaÅŸ geliÅŸir. Tiroid otoantikoru saptanan her kiÅŸide hipotiroidi geliÅŸeceÄŸi anlamına gelmez. Tiroid otoantikoru saptanan kiÅŸilerin büyük çoÄŸunluÄŸunda hipotiroidi geliÅŸmez.

​

Tiroid bezini en iyi gösteren görüntüleme yöntemi hangisidir?

Tiroid bezi ultrasonografi, sintigrafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans veya pozitron emisyon tomografisi denilen yöntemlerle görüntülenebilir. Hepsi farklı özellikler göstermekle birlikte en sık kullanılan ve tiroid bezininim morfolojisini en iyi gösteren görüntüleme yöntemi ultrasonografidir. DiÄŸer yöntemler çok daha pahalı, radyasyonu daha fazla ve genellikle daha yetersiz bilgi verir. Konusunda uzman hekimlerin yaptığı ultrasonografi ile hem tiroid bezinin dokusu hakkında hem de varsa nodüllerinin yapısı hakkında oldukça güvenilir bilgi alınabilir. DiÄŸer görüntüleme yöntemlerinin yapılmasına sıklıkla gerek kalmaz.

​

Tiroid sintigrafisi nasıl bir görüntüleme yöntemidir?

Tiroid sintigrafisi denilen yöntemde tiroid hücrelerinde yoÄŸun olarak tutulan radyasyanla iÅŸaretli bir molekül damardan verilir ve bir süre sonra tiroid bezi üzerindeki radyasyonun oluÅŸturduÄŸu aktivitenin filmi çekilir. Böylelikle tiroid bezinin yapısı hakkında, hem de aktivasyonunun bezin hangi kısımlarından geldiÄŸi konusunda bilgi sahibi olunmuÅŸ olur. Verilen radyasyon çok düÅŸük doz radyasyondur. Gebelikte kesinlikle uygulanmaz.

Çapa 1

Tiroid Nodülü

 

Nodül ne demektir?

Tiroid bezi içinde geliÅŸmiÅŸ, tiroid bezinin normal yapısından farklı bir dokudur; yani tiroid dokusunun tümörüdür. Bu tümörlerin büyük çoÄŸunluÄŸunun büyüme ve yayılma potansiyeli çok düÅŸük olduÄŸundan ve yıllarca deÄŸiÅŸmeden kaldığından nodül (yumru) olarak adlandırılırlar. Hücresel özellikleri farklılıklar gösterir. Esas olarak iyi huylu veya kötü huylu (tiroid kanseri) olması önemlidir. Ayrıca tiroid bezinin fonksiyonunu bozup bozmadığı, çevresindeki dokulara baskı yapıp yapmadığı önemlidir.

​

Nodül bir çeÅŸit kanser midir?

Tümörlerin yayılma olasılığı olanlarına kanser adı verilir. Tiroid nodüllerinin çoÄŸu yayılma özelliÄŸi göstermez ve iyi huylu tümörler olarak adlandırılır. Tiroid kanserleri tüm nodüllerin % 3-5 kadarını oluÅŸturur.  Nodüllü bir tiroid hastasında tiroid kanseri olma olasılığı çok düÅŸük olmakla birlikte bu olasılığın göz ardı edilmemesi gerekir. Bu nedenle tiroid nodüllü hastaların laboratuar ve ultrasonografi ile deÄŸerlendirilmesi dışında sıklıkla ince iÄŸne biyopsisi ile hücresel inceleme gerekir (Bkz. Tiroid biyopsisi).

​

Hangi tip nodüller kanserdir?

Nodülün büyüklüÄŸü, büyüme hızı, kıvamı gibi özellikleri veya hastanın yaşı, cinsiyeti, ailede kanser olması gibi özellikler nodülün kanser olup olmaması konusunda ayırt edici özellikler deÄŸildir. Kan tetkikleri ile de tiroid kanseri tanısı koymak mümkün deÄŸildir. Görüntüleme yöntemleri olarak sintigrafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans gibi yöntemler tanı koymada hassas yöntemler deÄŸildir. Tiroid nodüllerine tanı koymada en hassas görüntüleme yöntemi ultrasonografidir. Tecrübeli bir hekimin yapacağı ultrasonografik deÄŸerlendirme ile sıklıkla ön tanı konulmakla birlikte tiroid biyopsisi tanı doÄŸrulanmalıdır. Tiroid biyopsisi ile ayrıca hangi tip kanser olduÄŸu saptanmalı ve tedavisi ona göre planlanmalıdır.

  

Nodülün büyük olması kanser olduÄŸunu mu gösterir?

Tiroid nodülünün boyutu ile tiroid kanseri olasılığı arasında anlamlı paralellik yoktur. Çok küçük nodüller kanser olabileceÄŸi gibi, büyük nodüller de sıklıkla kanser deÄŸildir. Küçük nodüllerde olduÄŸu gibi büyük nodüller de ultrasonografik ve histolojik özellikler incelenerek göre tanı konulur. Çok küçük (<0.5 cm) nodüllerde biyopsi ile yeterli materyal alma olasılığı düÅŸüktür ve genellikle biyopsi yapmadan izleme alınırlar.

​

Tek nodülün daha sık kanser olduÄŸu doÄŸru mudur?

Tiroid bezinde tek büyük bir nodül olması durumunda kanser olasılığının daha fazla olduÄŸunu ileri süren çalışmalar olmakla birlikte daha sonra yapılan çok sayıda çalışma ile bu sav doÄŸrulanmamıştır. Tiroid bezi içinde tek veya çok sayıda nodülün olması iyi huylu veya kötü huylu olduÄŸu anlamına gelmez. Ayrıca tek nodül olarak deÄŸerlendirilen hastalar ultrasonografik olarak hassas bir ÅŸekilde deÄŸerlendirildiÄŸinde pek çok hastada nodülün tek olmadığı görülmüÅŸtür. Ä°statistiki bazı verilerin tanıda kullanılması doÄŸru deÄŸildir. Mutlaka hücresel tanı gerekir.

​

Kistik nodül ne demektir?

Nodül içi sıvı ile dolu ise kistik olarak yorumlanır. Ultrasonografi ile kolayca tanınır. Nodül içi tamamen hücre ile dolu olduÄŸunda solid nodül tanımlaması yapılır. Karma yapılar ise mikst olarak adlandırılır. Kistik nodüllerde kanser olasılığı çok azdır. Nodül tamamen kistik ise (pürkistik) hücresel bir yapı göstermiyorsa iyi huylu olarak kabul edilebilir. Buna karşın nodülün solid olması tiroid kanseri olduÄŸunu göstermez. Nodüllerin çok büyük kısmı solid veya kistik kısımları olan solid nodüllerden oluÅŸur ve çoÄŸunluÄŸu iyi huyludur.

​

Sıcak veya soÄŸuk nodül ne demektir?

Tiroid bezi içindeki nodüller hormon üretimi yapıyor ise sıcak olarak, hormon üretimi yapmıyorsa ılık veya soÄŸuk olarak isimlendirilir. Bir nodülün sıcak, ılık veya soÄŸuk olduÄŸu tiroid sintigrafisi denilen görüntüleme yöntemi ile anlaşılır. Hormon üretimi yapan sıcak nodüller hemen her zaman iyi huylu nodüllerdir. Ancak tiroid nodüllerinde sıcak nodül olasılığı düÅŸüktür. Nodülün soÄŸuk veya ılık olması ise nodülün iyi veya kötü huylu olduÄŸu konusunda fazla fikir vermez. Nodüllü her hastanın sintigrafi çektirmesi gerekmez. Çünkü sadece nodülün sıcak olduÄŸu gösterildiÄŸi durumlarda tanıda bu yöntemin bir yararı olur. Pahalı ve radyasyon uygulanan bir yöntemdir. Bu nedenle sadece nodülü hormon üretme olasılığı olan, serum tiroid hormon düzeyleri yüksek nodüllü hastalarda tiroid sintigrafisi çekimi yapılır.

​

Yıllardır var olan ve ÅŸekil deÄŸiÅŸtirmeyen bir nodülün iyi huylu olduÄŸu kesin midir?

Hayır. Çünkü tiroid kanserleri yayılma özelliÄŸi yavaÅŸ kanserlerdir. Tedavi edilmeseler bile, yayılmadan hatta büyümeden yıllarca sadece tiroid bezi içinde kalabilirler. Yıllar içerisinde yayılma göstermemiÅŸ olmaları kanser olmadıkları anlamına gelmez. Tedavi edilmediklerinde daha sonraki yıllarda lenf bezi, akciÄŸer, kemik veya beyin gibi diÄŸer organlara yayılmış olarak karşımıza çıkabilirler. Bu nedenle her nodül kanser olma olasılığı yönünden deÄŸerlendirilmeli, tiroid kanseri ÅŸüphesi olanların uygun ÅŸekilde tedavileri yapılmalıdır (Bkz. Tiroid kanserleri).

​

Tiroid nodülünde ne zaman ameliyat önerilir?

Tiroid nodülünde operasyon önerisi esas olarak tiroid kanseri olasılığı yüksek ise yapılır (Bkz. Tiroid ameliyatı). Ultrasonografik deÄŸerlendirme ve tiroid biyopsisi sonucunda nodülün kanser olduÄŸu düÅŸünülürse ve yayılma potansiyeli varsa en etkin yöntem cerrahi tedavidir. Ä°yi huylu nodüllerde ise öneri genellikle izlemdir. Bu nodüller seyrek aralıklarla muayene edilirler ve tiroid hormon testleri, ultrasonorafi ile deÄŸiÅŸiklik olup olmadığı izlenir. Tiroid kanseri olasılığı dışında nodülün kitle etkisi ile oluÅŸan ses kısıklığı, yutma güçlüÄŸü gibi baskı bulguları varsa tiroid nodüllü hastada operasyon önerilir. Hormon üreten nodüllerde sıklıkla tercih edilen yöntem olan radyoiyod tedavisinin alternatifi olarak cerrahi tedavi önerilebilir (Bkz Radyoiyod tedavisi). DiÄŸer bir operasyon endikasyonu hastanın estetik kaygıları nedeni ile operasyon istemesidir.

​

Ä°yi huylu tiroid nodülleri ilaç tedavisi ile iyileÅŸtirilemez mi? Küçültülemez mi?

Tiroid nodüllerini ortadan kaldıracak etkin bir ilaç tedavisi yoktur. Nodülü küçültmek amacı ile çeÅŸitli ilaç tedavileri daha önce kullanılmış ancak etkinliklerinin çok az olması yanında nadir de olsa yan etkilerinin görülmesinden dolayı artık günümüzde önerilmemektedir. Tedavi almayan hastaların nodüllerinde zaten sıklıkla büyüme olmaz. Bu nedenle iyi huylu nodüllü hastalarda nodülü küçültmek amacı ile tedavi verilmez. Nodüle yönelik ilaç tedavisi olmadığı gibi bilinen hiçbir diyet önerisi ile nodülün küçülmesi üzerine olumlu etki gösterilememiÅŸtir. Yıllar içerisinde nodülde veya tiroid bezi fonksiyonunda deÄŸiÅŸiklik olup olmadığı izlenir.

​

İzleme alınan hasta hangi tetkikleri ne sıklıkta yaptırmalıdır?

Tiroid nodüllü hastanın izlem sıklığı hastaya göre deÄŸiÅŸir. Hastaların büyük kısmında yıllar içerisinde hiçbir deÄŸiÅŸiklik olmaz. Genellikle 6-12 ay aralıklarla yapılan muayene, serum tiroid hormonları ölçümü ve ultrasonografi kontrolü yeterlidir. Nadiren tiroid nodül biyopsisinin tekrarlanması gerekli olabilir.

Çapa 2

Tiroid Biyopsisi

 

Tiroid biyopsisi hangi durumlarda gereklidir?

Tiroid biyopsisi, mikroskop altında hücrelerin incelenmesi amacı ile tiroid bezi içinden materyal alınmasıdır. Cilt kesisi yapılarak veya kalın iÄŸnelerle tiroid dokusunun alındığı bir yöntem deÄŸildir. Hemen her zaman ince iÄŸneler ile ve tiroid nodülü için yapılır. Tiroid nodüllerinin iyi veya kötü huylu ayırımında en hassas yöntemdir (Bkz. Tiroid nodülü). Nodül dışındaki hastalıklarında kullanımı oldukça nadirdir. Tiroid bezinin iltihabi, mikrobik veya diÄŸer hastalıklarında genellikle diÄŸer laboratuar yöntemleri ile tanı konulduÄŸu için tiroid biyopsisi çok nadiren gerekli olur. Tiroid biyopsisi bazen tanı için deÄŸil büyük kistlerin boÅŸaltılması amacı ile de uygulanır. Bu tür nodüllerde genellikle kısa sürede sıvı tekrar dolar.

​

Biyopsi öncesi hastanın yapması gerekenler nelerdir?

Hastanın tiroid ince iÄŸne aspirasyon biyopsisine hazırlık için özel bir hazırlık yapması gerekmez. Aç veya tok karnına uygulanabilir. Ä°nce iÄŸne biyopsileri öncesi aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçların kesilmesi gerektirmez. PıhtılaÅŸmayı önleyici ilaçlar kullanan hastalarda tiroid biyopsisi kanama riski oluÅŸturabilir. Biyopsi öncesi dönemde tiroid ile ilgili ilaçların kullanımında deÄŸiÅŸiklik yapılmasına gerek yoktur.   

​

Tiroid biyopsisi hangi koşullarda uygulanır?

Poliklinik koÅŸullarında uygulanabilen bir yöntemdir. Ultrasonografi eÅŸliÄŸinde yapılmalıdır. KiÅŸi sırtüstü muayene masasına yatırılır. Omuz altına destek verilerek boynun öne doÄŸru belirginleÅŸmesi saÄŸlanır. Ultrasonografi eÅŸliÄŸinde enjektör ucuna takılmış bir iÄŸne boyun bölgesine batırılarak tiroid bezindeki ÅŸüpheli nodülün içine girilir. Piston geri çekilerek içinde hücreler bulunan materyal enjektöre çekilir. Bu iÅŸlem bir nodüle birkaç kez uygulanabileceÄŸi gibi, birkaç nodüle de uygulanabilir. Sıklıkla yapılmakla birlikte bölgesel anestezi gerekli olmayabilir. Biyopsi sırasında kesi veya dikiÅŸ yapılmaz.

​

Biyopsi ağrılı mıdır?

Ä°ÄŸne aÄŸrısı vardır. OluÅŸan aÄŸrı koldan kan alınırken oluÅŸan aÄŸrıya benzer. Biyopsi sırasında kullanılan iÄŸneler kan alınması sırasında kullanılan iÄŸnelere göre daha ince uçlu iÄŸnelerdir. Boyun bölgesi aÄŸrı konusunda çok hassas bir bölge deÄŸildir. Bölgenin uyuÅŸturulması gerekmeden biyopsi yapılabilir. Ancak alınan yeterli miktarda hücre içerebilmesi için giriÅŸim genellikle birkaç kez yapılmaktadır. Bu nedenle hastanın konforu açısından sıklıkla enjeksiyon bölgesinin lokal anestezisi tercih edilir.

​

Biyopsi sırasında ve sonrasında hastanın dikkat etmesi gerekenler nelerdir?

Biyopsi sırasında hasta sırtüstü hareket etmeden yatar. Tek yapması gereken enjeksiyon sırasında iÄŸne tiroid bezi içine batırılmış durumda iken konuÅŸmamak, yutkunmamaktır. Aksi halde kanama riski oluÅŸur. OluÅŸabilecek kanama cilt altına kanamadır. Boyun bölgesinde ÅŸiÅŸlik, morluk oluÅŸturabilir. Birkaç gün içerisinde kendiliÄŸinden dağılır. Hasta açısından diÄŸer bir olası sorun iÅŸlem bittikten sonra ayaÄŸa kalkınca oluÅŸabilecek baÅŸ dönmesidir. Biyopsi bölgesinden beyne giden damarlar geçtiÄŸi için biyopsi sırasında uygulanacak baskı nedeni ile aniden ayaÄŸa kalkma durumunda geçici bir baÅŸ dönmesidir. Bu nedenle aniden ayaÄŸa kalkmamalı önce yatakta oturulup beklenmeli her hangi bir yakınma yoksa daha sonra yataktan inerek ayaÄŸa kalkmalıdır. Biyopsi sırasında yapılan iÄŸne giriÅŸ deliklerini kapatan bant 15-20 dakika sonra alınabilir. Yıkanma veya yeme ile ilgili olarak hiçbir kısıtlama yoktur. Biyopsi sonrası mikrop kapma olasılığı çok düÅŸüktür.

​

Biyopsi sonrası köyü huylu tümörlerin yayılma olasılığı var mıdır?

Çok geniÅŸ çaplı araÅŸtırmalarda böyle bir olasılık görülmemiÅŸtir. Tiroid bezi kanserlerinin iÄŸne biyopsisi ile yayılma göstermedikleri kanıtlanmıştır.

​

Biyopsi ile nodülün kanser olup olmadığı kesin olarak söylenebilir mi?

Tiroid biyopsisi ile yapılan sitolojik tetkiktir. Yani sadece hücreler incelenir. Bu biyopsilerde doku yoktur. Doku olmadığı için iÄŸne biyopsisi ile doÄŸru tanı olasılığı % 100 deÄŸildir. Yine de tiroid kanserlerinin iÄŸne biyopsisi ile tanı olasılıkları çok yüksektir. Tiroid biyopsi raporları 4 ana baÅŸlıkta toplanabilir. 1. Ä°yi huylu, 2. Kötü huylu, 3. Åžüpheli, 4. Yetersiz materyal. Tiroid kanseri denilen olgularda kanser olasılığı % 95’in üzerinde iken, kanser deÄŸil diye raporlanan olgularda % 3’ün altında da olsa kanser olma olasılığı olduÄŸu unutulmamalıdır. Åžüpheli olarak raporlanan biyopside kanser olasılığı deÄŸiÅŸkendir.

​

 Åžüpheli olarak raporlanmış biyopsi sonucunda kanser olasılığı ne kadardır?

Tiroid biyopsisi sonuçlarında en önemli sorun hücresel özelliklerin iyi huylu veya kötü huylu olarak raporlanabilmesi için kesinlik göstermeyebilmesidir. Bu durumlarda patolog biyopsi sonucunu ÅŸüpheli olarak raporlar. Bu lezyonların büyük çoÄŸunluÄŸu iyi huylu olmakla birlike kötü huylu olma olasılığı gözlenen sitolojik özelliklere göre deÄŸiÅŸir. Bu durumlarda klinik, laboratuar ve ultrasonografi özelliklerine göre tedaviye hekim karar verir. Karar bazen biyopsiyi tekrarlamak, bazen baÅŸka bir patolog görüÅŸü almak, bazen de klinik ve diÄŸer bulgulara göre tedavi kararı olabilir.

​

Yetersiz materyal ne demektir?

Tiroid biyopsisi raporlarında diÄŸer bir sorun “yetersiz materyal” olarak verilmiÅŸ sonuçlardır. Patolog alınan biyopsi materyali içerisinde karar verebilmek için yeterli tiroid hücresi görememiÅŸ demektir. Küçük nodüllerde, içeriÄŸi sıvı olan nodüllerde bu tür sonuç alınma olasılığı yüksektir. Bu durumda genellikle biyopsinin tekrarlanması gerekir. Nadiren ultrasonografik özelliklerine göre biyopsi gerekmeden izlem yapılabilir.

​

Hangi durumlarda biyopsinin tekrar yapılması gerekir?

Patoloji rapor sonucuna göre biyopsi tekrarı gerekli olabilir. Biyopsi yapıldıktan sonra tekrar biyopsi gereken en sık durum yetersiz materyal olarak deÄŸerlendirilen patoloji raporlarıdır. Biyopsi tekrarına karar verilirse birkaç hafta geçtikten sonra biyopsinin yapılması patolojik deÄŸerlendirme için daha saÄŸlıklı olur. Bu sürenin 2-3 ay olması gerektiÄŸini söyleyen çalışmalar vardır. Kötü huylu olduÄŸu düÅŸünülen nodüllerde karar genellikle operasyondur ve biyopsi tekrarı gerekmez. Ä°yi huylu olduÄŸu düÅŸünülen nodüllerde ise karar genellikle izlemdir. Patoloji raporu ÅŸüpheli olarak raporlanmış hastalarda verilecek kararlardan birisi de tekrar biyopsi olabilir. Hekim klinik, laboratuar ve ultrasonografik özelliklerine göre hastaya öneride bulunur.

​

Ä°yi huylu nodüllerde biyopsi ne sıklıkla yapılması gerekir?

Bu nodüllerde belirtili aralıklarla tekrar biyopsi gerekir diye bir kural yoktur. Yıllar içerisinde biyopsi tekrarı nadiren gerekir. Nodül boyutunda anlamlı deÄŸiÅŸiklik olması durumunda veya ultrasonografik özelliklerinde anlamlı deÄŸiÅŸiklik olması durumunda tiroid biyopsisi tekrarlanmalıdır. DeÄŸiÅŸiklik görülmeyen nodüllerde sadece klinik ve laboratuar bulguları ile izlem yeterlidir.

Çapa 3

Tiroid Kanseri

 

​

Tiroid kanserinin belirtileri nelerdir?

Tiroid kanserinin en önemli belirtisi boyunda tiroid bezi üzerinde fark edilen ÅŸiÅŸliklerdir. Nodül olarak adlandırılan bu yapılar çoÄŸunlukla iyi huylu tümörler olmasına karşın % 3-5 oranında tiroid kanseridirler. Ä°yi huylu nodül ile tiroid kanserini klinik olarak ayırt etmek sıklıkla mümkün deÄŸildir. Tiroid kanserli hastalarda da iyi huylu nodüllerde olduÄŸu gibi genellikle boyunda ÅŸiÅŸlik dışında bir belirti gözlenmez. Nodülün büyüklüÄŸü, hassasiyeti gibi lokal özellikler çok sıklıkla her iki durumda da farklı deÄŸildir. Tiroid kanserli hastalarda ateÅŸ, bulantı kusma, nefes darlığı, çarpıntı, kilo kaybı gibi belirtiler hemen hiçbir zaman bulunmaz. 

​

Tiroid kanseri kan tetkikleri ile saptanabilir mi?

Aslında tiroid kanserinin kandaki belirteci olarak adlandırılan bazı kan tahlilleri vardır. Serum tiroglobulin ölçümü olarak adlandırılan test tiroid kanseri nedeni ile ameliyatla tiroid bezi tamamen çıkarılmış kiÅŸilerde kanserin tekrarlama olasılığını saptamak amacı ile kullanılan bir testtir. Tiroid bezi çıkarılmamış kiÅŸilerde ise kanser dışında çok farklı nedenlerle de kandaki tiroglobulin seviyesi yüksek bulunabilir. Bu nedenle nodülü olan hastalarda tiroid kanseri olasılığını deÄŸerlendirmek için serum tiroglobulin seviyesi ölçümü yapılmaz.

​

Tiroid biyopsisi ile tiroid kanseri tanısı konmuş birisinde cerrahi yerine atom tedavisi uygun olur mu?

Tiroid kanserinde atom tedavisi adı verilen radyoiyod tedavisi ameliyat sonrası geride kalan hücreleri ortadan kaldırmak için uygulanan tedavidir (Bkz. Radyoiyod tedavi). Tiroid kanserinin en etkin tedavisi olan cerrahi tedaviye yardımcı bir tedavi ÅŸeklidir. Cerrahi tedavinin yerini hiçbir ÅŸekilde alamaz. Cerrahi tedaviden önce yapılacak atom tedavisinin etkinliÄŸi olmaz. Boyun bölgesinde ve hatta vücudun baÅŸka bölgelerinde yaygın olarak kanser hücreleri bulunsa bile olabildiÄŸince cerrahi tedavi ile bu dokuların temizlenmesi temel tedavi ÅŸeklidir. Sonrasında etkinliÄŸi artırmak için radyoaktif iyot tedavisi uygulanır.

​

Tiroid ameliyatı sonrası tiroid kanseri tanılı bir kiÅŸiyi nasıl bir tedavi süreci beklemektedir?

Tiroid kanserinin en etkin tedavisi cerrahi tedavidir. Cerrahi ile kanserli doku dışında tüm tiroid bezi ve varsa tutulmuÅŸ lenf bezlerinin tamamı çıkarılır. Cerrahi sonrası tümörlü dokular tamamen temizlenmiÅŸ ise hastalık büyük oranda küratif olarak tedavi edilmiÅŸ kabul edilebilir (Bkz. Tiroid ameliyatı). Bu durumda hastalık nadiren tekrarlayabilir. Tekrarlama olasılığını en aza indirmek için gerekli görülen olgularda radyoiyod tedavisi (Bkz. radyoiyod tedavisi) uygulanır. Hastalarda genellikle tiroid bezinin tamamı çıkarıldığı için ömür boyu tiroid hormonu tedavisi almaları gerekir. Bu tedaviden baÅŸka ilaç tedavisi genellikle gerekli deÄŸildir. Hastaların tiroid hormon seviyelerinin kontrol edilmesi yanında kanserin tekrarlama olasılığına karşı kan tetkikleri, boyun ultrasonografi ve diÄŸer görüntüleme yöntemleri ile izlemleri ömür boyu sürdürülür. Tekrarlama görüldüÄŸü durumlarda en etkili tedavi ÅŸekli yine cerrahi ile tümörün temizlenmesidir. Cerrahi ile tamamı temizlenemeyen olgularda tedavi yaklaşımları farklılıklar gösterir.

​

Tiroid kanseri tanısı ile ameliyata girmemiş ancak sonrasında tiroid kanseri saptanmış bir kişide tiroid cerrahisi yeterli midir?

Tiroid kanseri cerrahisinde en gerekli yaklaşım total rezeksiyon yani tiroid bezinin tamamının çıkarılmasıdır. Sadece kanserli doku deÄŸil tüm tiroid dokusu çıkarılır. Tiroid kanserli hastalarda çevredeki lenf bezlerinde kanser tutulumu nadir deÄŸildir. Bu nedenle tiroid nodüllü bir hasta operasyona girmeden önce tiroid kanseri olasılığı çok iyi deÄŸerlendirilmeli, olası bölgesel lenf bezi tutulumları net olarak saptanmalıdır. Bulgulara göre ne geniÅŸlikte bir ameliyat olacağı ameliyat öncesi belirlenmelidir. Tiroid kanseri olasılığı düÅŸünülmeden tiroid operasyonu yapılmışsa ve tiroid kanseri tanısı ameliyat sonrası konmuÅŸsa hasta ayrıntılı tekrar deÄŸerlendirilmelidir. Hastalığının durumuna uygun ameliyat olmadığına kanaat getirilirse tekrar operasyona alınmalıdır. Bu ameliyat ile kalan tiroid dokusunun tamamı çıkarılmalı, varsa tutulmuÅŸ bölgesel lenf bezleri temizlenmelidir.

​

Tiroid bezinin tamamının ameliyatla çıkarılması sonrası neden atom tedavisi gerekmektedir?

Tiroid kanserinin tekrarlamasını önlemek için temel hedef vücuttaki tüm tiroid hücrelerini ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla radyasyonla iÅŸaretli iyot verilerek ameliyat sırasında gözle görülemeyen veya tam olarak temizlenemeyen tiroid hücrelerinin radyasyon etkisi ile yok olması saÄŸlanır (Bkz. Radyoiyod tedavisi). Bu tedavi tüm tiroid kanserli hastalarda uygulanması gerekmez. Kime, hangi dozlarda verileceÄŸine hastanın hekimi karar verir.

​

Bu tedaviler sonrasında tiroid kanserinde başarı beklentisi nasıldır?

Tedavi baÅŸarısı olarak hastaların yaÅŸam süresi ve belli süreler sonrasında hastalığın tekrarlamama oranları ele alınır. Tiroid kanserli hastalarda bu oranlar çok yüksektir. Ä°lk tedavi sonrasında hastalık kontrol altına alınan hastalarda hastalığa baÄŸlı ölüm oranı yok denecek kadar azdır. Bu hastalarda hastalığın tekrarlama olasılığı da çok düÅŸüktür. BaÅŸlangıçta yaygın metastazları olan hastalarda bile yaÅŸam beklentisi çok iyidir. Ä°lk tedavilerinin baÅŸarılı bir ÅŸekilde yapılmış olması yanında, sonraki takip ve tedavilerinin düzenli yapılması baÅŸarı yüzdesinin artışında en önemli faktördür.

​

Ameliyat ve radyoiyod tedavisi sonrası doktor kontrollerinde neler yapılmaktadır?

Hastanın mutlaka tiroid hormonu tedavisi alması gerekmektedir (Bkz. Tiroid hormonu tedavisi). Doktor kontrollerinde düzenli olarak ilaç tedavisinin yeterli olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca kan tetkiklerinde tiroglobulin denilen tetkik yapılarak kanserin tekrarlayıp tekrarlamadığı araÅŸtırılır. Kanserin tekrarlamasının araÅŸtırılmasında diÄŸer önemli tetkik ultrasonografik olarak boyun bölgesinin deÄŸerlendirilmesidir. Bunların dışında hastanın bulgularına göre gerekli görüldüÄŸünde I-131 tüm vücut tarama sintigrafisi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans, PET/CT gibi görüntüleme yöntemleri yapılması gerekebilir.

​

Tiroid kanserinin tekrarı durumunda hangi belirtiler olur?

Tiroid kanseri hızlı geliÅŸen bir kanser deÄŸildir. Hastalığın tekrarladığı genellikle hasta ve yakınlarının saptayabileceÄŸi belirtiler olmadan doktor kontrollerinde tetkikler ile saptanır. Serum tiroglobulin ölçümü bu amaçla yapılan en hassas tetkiktir. Hastalığın çok erken dönemde saptanmasını ve etkin bir ÅŸekilde tedavi edilmesini saÄŸlar. En sık boyun bölgesindeki lenf bezlerinde tekrarlama olur. Bu nedenle düzenli aralıklarla kan tetkikleri ve ultrasonografi yapılması önemlidir. Boyun dışında nadir olmak üzere akciÄŸere, kemiÄŸe ve beyine metaztaz yapabilir.

​

Tiroid kanserinin ailesel geçiÅŸ özelliÄŸi var mıdır?

Tiroid kanseri tek tip deÄŸildir. Tiroid kanserlerinin nadir görülen tipi olan medüller tiroid kanserinde ailesel geçiÅŸ özelliÄŸi vardır. Bu tip kanseri olanların tedavi ve takip özellikleri farklıdır. Bu hastalar sadece konusunda yeterli imkanları olan merkezlerde takip edilmelidirler. Medüller kanser tanısı konulan hastalarda genetik analiz ile ailesel geçiÅŸ özelliÄŸi olup olmadığı araÅŸtırılır. Ailesel geçiÅŸ özelliÄŸi olduÄŸu saptanan hastaların birinci derece akrabalarında hiçbir yakınması olmasa bile genetik analizleri yapılmaktadır.

Çapa 4
Çapa 5

Tiroid Ameliyatı

 

​

Tiroid ameliyatı hangi durumlarda gereklidir?

Tiroid ameliyatı en sık tiroid nodülü olan hastalarda yapılmaktadır (Bkz. Tiroid nodülü). Nodülün deÄŸerlendirilmesi sonucunda tiroid kanseri olma olasılığı yüksek ise en etkin tedavi olan cerrahi tedavi önerilir (Bkz. tiroid kanserleri). Ancak unutulmamalıdır ki tiroid nodüllerinin büyük çoÄŸunluÄŸu iyi huyludur ve operasyon gerekmez. Tiroid nodülleri dışındaki bazı tiroid hastalıklarında da cerrahi tedavi önerilebilir. Tiroid bezi çok büyümüÅŸ ve kiÅŸinin boynunda diÄŸer dokulara (nefes borusu, yemek borusu, ses siniri gibi) baskı yapıyorsa operasyon gerekebilir. Bunların dışında zehirli guatr hastalığında ilaç tedavileri ile istenilen sonuç alınamıyorsa ameliyat ile tedavi gerekebilir.

​

Tiroid ameliyatının alternatifi yok mudur?

Tiroid kanseri ÅŸüphesine baÄŸlı olarak ameliyat öneriliyorsa alternatif tedavilerin etkinlikleri çok düÅŸüktür. Bu hastalarda ameliyat kesinlikle önerilir. Zehirli guatr hastalarında ise sıklıkla ilaç tedavisi yeterli olur (Bkz. Hipertiroidi). Ä°laç tedavisi yeterli sonuç alınamayan hipertiroidi durumlarında cerrahi veya radyoiyod tedavisinden birisi tercih edilebilir (Bkz. Radyoiyod tedavisi). Bunlar dışında tiroid bezi çok büyük olan ve baskı bulguları saptanan hastalarda tercih edilen tedavi cerrahi olmakla birlikte ameliyatı kontrendike olduÄŸu durumlarda radyoiyod tedavisi bir seçenek olarak uygulanabilir.

​

Tiroid ameliyatında tüm tiroid dokusu çıkarılmakta mıdır?

Farklı tiroid ameliyatları vardır. Tüm tiroid bezinin çıkarıldığı tiroid ameliyatı olduÄŸu gibi çeÅŸitli seviyede tiroid dokusunun çıkarıldığı tiroid ameliyatları da vardır. Tiroid kanseri tanılı hastalarda ameliyat ile sadece kanserli doku deÄŸil tüm tiroid bezinin çıkarılması hedeflenir. Bu nedenle bu hastalarda total tiroidektomi yani tüm tiroid bezinin çıkarılması ameliyatı yapılır (Bkz. Tiroid kanserleri). Tiroid bezinin sadece bir kısmının çıkarıldığı, yarısının, çıkarıldığı veya çok az bir kısmının bırakıldığı ameliyatlar iyi huylu tiroid hastalıklarında uygulanan tedavilerdir. Ameliyatın geniÅŸliÄŸine hastaya bilgilendirerek cerrah karar verir. Kararda en önemli rolü ameliyat gerekliliÄŸinin nedeni oynar.

​

Tiroid ameliyatında kesi izi ne kadardır?

Tiroid ameliyatlarında kesi uzunluÄŸu deÄŸiÅŸkendir. Tiroid dokusunun ne geniÅŸlikte çıkarılacağına baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸtiÄŸi gibi çevre dokulardaki lenf bezlerinin de çıkarılması gerekip gerekmemesine göre deÄŸiÅŸebilir. Ayrıca her cerrahın farklı kesi uygulamaları vardır. Genellikle boyundaki doÄŸal izler boyunca kesi yapılır ve uzun sürede zorlukla görülür hale gelir. Bazı cerrahlar omuzdan hatta ağız içinden girerek endoskopik yöntemlerle tiroide ulaşıp doku çıkarırlar ve görünür hiçbir iz bırakmazlar. Yaygın bir uygulama deÄŸildir. GeniÅŸ serilerde sonuçları yeterli deÄŸildir.

Tiroid ameliyatı sonrası hastanede yatış süresi ne kadardır?

Tiroid ameliyatı öncesi yapılacak tetkikler sonrasında anestezi bölümünden konsültasyon yapılması gerekir. Hasta operasyondan bir gün önce kliniÄŸe yatırılır. Ameliyat öncesi gece yarısından sonra bir ÅŸey yemesine ve içmesine izin verilmez. Operasyon 2-3 saat kadar sürer. Ameliyat sonrası ayılma odasından sonra hasta kliniÄŸe alınır. Birkaç saatlik gözlem sonrası hafif gıdalarla ağızdan bezlenme baÅŸlar. Anestezi için nefes borusuna takılan boru nedeni ile boÄŸazda aÄŸrı rahatsızlık hissi olabilir. Hastalar ameliyatı sonrasında erken dönemde ayaÄŸa kaldırılır ve günlük iÅŸlerini yapmaya engel durum olmaz. Genellikle ameliyat sonrası ertesi gün taburcu edilir. Hastaların toplam klinikte yatış süreleri genellikle 2 gecedir. Yaklaşık 7-10 gün sonraki kontrolde dikiÅŸleri alınır. 

​

Tiroid ameliyatının olası riskleri nelerdir?

Tiroid ameliyatı riskleri için öncelikle tüm ameliyatlarda görülebilecek risklerden bahsetmek gerekir. Anestezi riskleri olarak ilaçlara baÄŸlı görülebilecek yan etkiler, hastanın kalp, böbrek karaciÄŸer gibi organlarının anesteziden etkilenmesi gibi riskler söz konusudur. Ameliyata baÄŸlı kanama, enfeksiyon, yara iyileÅŸmesi sorunları nadir de olsa vardır. Tiroid ameliyatlarında ses tellerine giden sinirin ameliyat sahasına yakınlığı baÄŸlı olarak ses kısıklığı oluÅŸabilir. Ayrıca tiroid bezinin hemen yanında bulunan ve kalsiyum dengesini saÄŸlayan paratiroid bezlerinin etkilenmesi sonucunda kan kalsiyum seviyesinin düÅŸmesi ve buna baÄŸlı el ve kollarda uyuÅŸma, kasılma olabilir. Bu olasılıklar düÅŸüktür. Deneyimli merkezlerde % 2 den azdır. Bölgede ikinci kez ameliyat yapılıyorsa risk artar. Ayrıca total tiroidektomi yapılacak hastalarda, tiroid bezi çok büyük olan hastalarda ve zehirli guatr nedeni ile ameliyat edilen hastalarda risk daha yüksektir.

​

Tiroid ameliyatı komplikasyonları zaman içinde düzelir mi?

Tiroid bezi operasyonları sonrası görülen ses kısıklığı çok sıklıkla haftalar içerisinde düzelir. Bu düzelme tamamen iyileÅŸme ÅŸeklinde olabildiÄŸi gibi belli oranda düzelme ÅŸeklinde kalabilir. Kalsiyum düÅŸüklüÄŸü görülen hastalarda da benzer durum söz konusudur. Çok sıklıkla tamamen düzelir. Bazı hastalarda düzelme 6-12 ayı bulabilir. Tamamen düzelmeyen hastalarda kalsiyum ve D vitamini ilaçları kullanması gerekir. Bu tedaviler ile serum kalsiyum seviyesi normal arakta tutulur ve hastanın uyuÅŸma, kasılma benzeri belirtileri ortadan kaldırılır.

​

Ameliyat sonrası kiÅŸide uzun dönem sürecek kısıtlılıklar olabilir mi?

Ameliyat sonrası hastanın gündelik yaÅŸamında kısıtlılık olmaz. Boyun bölgesinde ameliyat kesisine baÄŸlı hafif aÄŸrı genellikle birkaç gün içerisinde geçer. Operasyon sahasında gerginlik, yutkunurken rahatsız olma benzeri yakınmalar da genellikle günler içerisinde azalarak ortadan kaybolur. Bazı hastalarda bu yakınma aylarca hissedilebilir. Bazı hastalarda bilinmeyen nedenle kesi hattı boyunca kabarık nedbe dokusu oluÅŸabilir. Bu hastalarda görüntüyü düzeltmek amacı ile ayrıca estetik bir giriÅŸim yapılabilir. Operasyon sonrası geliÅŸebilen ses kısıklığı nadiren tamamen düzelmez ve belli oranda ömür boyu kalabilir. DiÄŸer önemli operasyon komplikasyonu serum kalsiyum deÄŸerinin düÅŸmesine baÄŸlı olarak el ve ayaklarda uyuÅŸma kasılma yakınması da tamamen geçmeyebilir. Bu hastalar ancak ömür boyu destek ilaç tedavisi alarak serum kalsiyum deÄŸerlerinin normal sınırlarda tutabilirler.

​

Ameliyat sonrası ömür boyu tiroid hormonu kullanılması gerekir mi?

Ömür boyu ilaç kullanma gerekliliÄŸi tiroid dokusunun ne kadarının çıkarıldığına baÄŸlıdır. EÄŸer bezin tamamı çıkarıldı ise hasta ömür büyü ilaç kullanması gerekir. Tamamının çıkarılmadığı durumlarda ise hastanın kan tetkikleri yapılarak kalan dokunun yeterince hormon üretip üretmediÄŸi kontrol edilmeli, gerekiyorsa tiroid hormonu takviyesi yapılmalıdır. Tiroid hormonları kanda uzun süre kalabildiÄŸinden ameliyattan kısa süre sonra yapılacak tetkiklerde tiroid hormonu eksikliÄŸi saptanamayabilir. Bu nedenle kan kontrolü 4-6 hafta sonra yapılmalıdır.

Çapa 6

Hipotiroidi / Hashimoto Hastalığı

​

 

Hipotiroidi nasıl bir hastalıktır? Belirtileri nelerdir?

Tiroid bezinin vücut için yeterli tiroid hormonu üretememesi ile oluÅŸan durumdur. Tiroid hormonu vücudun hemen tüm organlarını etkileyebilen, bir bakıma metabolizmanın hızını saÄŸlayan bir hormondur. Hipotiroidi durumunda metabolizmada genel anlamda bir yavaÅŸlama görülür. Metabolizmanın yavaÅŸlamasına baÄŸlı olarak halsizlik, çabuk yorulma, kilo artışı, vücutta ÅŸiÅŸlik hissi, konsantrasyon azalması, kabızlık, uyuklama, kalp hızının yavaÅŸlaması, ciltte kuruma, saç tellerinin sertleÅŸmesi görülebilir. Hipotiroidi hastalarında bu belirtiler sıklıkla yavaÅŸ geliÅŸtiÄŸi ve bu belirtiler toplumda çok sık olarak karşılaşılabilen belirtiler olduÄŸundan, hipotiroidi tanısı kolaylıkla gözden kaçabilir. Bunun tersi olarak çok sık karşılaşılan bu belirtilerin her zaman hipotiroidi anlamına gelmeyeceÄŸi de unutulmamalıdır.

​

Hipotiroidi kiÅŸinin yaÅŸamında ne gibi risklere yol açar?

Hipotiroidi metabolizmada yavaÅŸlama dışında dokularda bazı maddelerin birikmesine yol açar. Kalp, akciÄŸer, karın zarlarında sıvı birikmesine, kalp kasında güçsüzlüÄŸe, büyük damarlarda daralmaya, beyin fonksiyonlarında yavaÅŸlamaya, kan hücrelerinde azalmaya sebep olabilir. Tanı konulamamışsa ve tedavide çok gecikilmiÅŸse hipotiroidi koması denilen yaÅŸamı tehdit eden durum geliÅŸebilir.

​

Kilo verememe sebebi tiroid tembelliÄŸi olabilir mi?

Tiroid hormonu yetersizliÄŸi kilo artışına yol açabilen bir durumdur. Hipotiroidili hastalar tedavi edildiklerinde kilo kaybı saÄŸlanır. Ancak hipotiroidinin kilo artışı yapabilmesi için hastanın hormon yetmezliÄŸinin derin ve uzun süreli olması gerekir. Operasyon veya atom tedavisi sonrası geliÅŸen hipotiroidi tanısı hemen konduÄŸu için tiroid hormonu eksikliÄŸine baÄŸlı kilo kaybı olmaz. Hashimoto hastalığında ise tiroid tembelliÄŸi yavaÅŸ geliÅŸir ve hipotiroidi tanısı genellikle hastalık erken dönemde iken konur. Kilo artışına sebep olabilecek derinlikte Hashimoto hastalığı nadirdir. Hipotiroidi hastası uygun dozda tedavi altında ise hipotiroidiye baÄŸlı kilo artışı beklenmez.

​

Hangi durumlarda hipotiroidi görülür?

Tiroid bezi ile ilgili çok sayıda hastalık hipotiroidi yapar. En sık olarak 3 neden hipotiroidiye yol açar. DiÄŸer nedenler nadirdir.

  • Hashimoto hastalığı,

  • Tiroid operasyonu (Bkz. Tiroid ameliyatı)

  • Radyoaktif iyod tedavisi (Bkz. Radyoiyod tedavisi)

Hipotiroidi saptanmış bir kiÅŸi tiroid ameliyatı olmamışsa, radyoiyod tedavisi almamışsa hemen her zaman hipotiroidi nedeni Hashimoto hastalığıdır. Her 3 durumda kalıcı hipotiroidiye yol açar. Bu hastalarda eksik olan hormonun yerine konması tedavisi yapılır. Bu nedenle tedavileri ömür boyu sürdürülmelidir.

​

Hashimoto hastalığı neden oluşur?

Hashimoto hastalığı otoimmün sebeple oluÅŸan bir hastalıktır. Kan hücrelerinde yapılan antitiroid peroksidaz ve antitiroglobulin antikorları tiroid hücreleri ile reaksiyona girer ve bu hücrelerin hormon üretme fonksiyonlarını bozarlar. Böylelikle hipotiroidi geliÅŸir. Kan hücrelerinin bu antikorları neden oluÅŸturduÄŸu günümüzde bilinmemektedir. Hashimoto hastalığı dışında pek çok hastalık da otoantikorlar nedeni ile oluÅŸmaktadır. DiÄŸer otoimmün hastalıklar daha nadir görülür ancak Hashimoto hastalığı olanlarda biraz daha sık olduÄŸu unutulmamalıdır.

​

Hashimoto hastalığı kimlerde daha sık görülür?

Kadınlarda erkeklere göre 3-5 kat daha sıktır. Genellikle orta yaÅŸ sonrası dönemde görülmekle birlikte her yaÅŸta görülebilir. Ailesinde olanlarda daha sıktır. Anne/kız ortak hastalığı olarak adlandırılır. Hipotiroidi belirtileri olanlar dışında tiroid bezi büyük (Bkz. Guatr) olanlar, depresyon tedavisi görenler ve 50 yaşından sonra özellikle kadınlar olmak üzere tüm ileri yaÅŸlılarda hipotiroidi araÅŸtırması yapılmalıdır.

​

Tiroid otoantikor varlığında ne yapılması gerekir?

Antikorların kandan temizlenmesini saÄŸlayacak bir tedavi ÅŸekli yoktur. Aslında tiroid antikorları toplumda çok sık bulunur ve bu kiÅŸilerin çoÄŸunda ömürleri boyunca Hashimoto hastalığı geliÅŸmez. Sadece potansiyel hipotiroidi hastalarıdır. Bu kiÅŸilerde hipotiroidi çok yavaÅŸ geliÅŸeceÄŸinden ve çok erken dönemde kan tetkiki ile tanısı konabildiÄŸinden, seyrek aralıklarla tiroid hormonlarının kontrolü yeterlidir. Otoantikor kan seviyesinin çok yüksek olması veya izlem sırasında giderek artıyor olması hipotiroidi geliÅŸeceÄŸini göstermesi bakımından anlamlı deÄŸildir. Bu nedenle sürekli kanda antikor ölçümü ile izlem yapılmasına gerek yoktur.

​

Hashimoto hastalığı tedavi edilebilir mi?

Hashimoto hastalığı tedavisinde hastalığın oluÅŸ mekanizmasına veya hastalığın ilerlemesine yönelik bir tedavi yaklaşımı yoktur. Hastalığın oluÅŸturduÄŸu tek olumsuzluk tiroid bezinin yeterli hormon üretimi yapamamasıdır ve eksik olan hormonun yerine konması ile Hashimoto hastalığının vücuda yapabileceÄŸi olumsuzluklar tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Tedavi için kullanılan ilaç tiroid bezinin hormonudur ve vücudun yaptığı hormon ile birebir aynıdır (Bkz. Tiroid hormonu tedavisi). Bu nedenle yan etki riski çok azdır. Uygun dozlarda tiroid hormonu yerine koyma tedavisi ile uzun vadede hiçbir ek olumsuzluk görülmez. Hasta saÄŸlıklı bir ömür sürer.

​

Cerrahi veya atom tedavisi sonrası hipotiroidi tedavisi farklı mıdır?

Genel özellikleri aynıdır (Bkz. Tiroid hormonu tedavisi). Amaç vücudun gereksinimi kadar tiroid hormonu vermektir. Fazla veya yetersiz dozlar kiÅŸide olumsuzluk yaratır. Hashimoto hastalığı çok yavaÅŸ geliÅŸen bir tiroid fonksiyon bozukluÄŸu olduÄŸu için genellikte baÅŸlangıçta düÅŸük dozlar yeterli iken yıllar içerisinde doz gereksinimi artar. Gereksinime göre uygun doz deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılmalıdır. Tiroid bezinin tamamının çıkarıldığı cerrahi sonrası tiroid hormonu eksikliÄŸinde ise tiroid hormonu gereksinimi baÅŸlangıçtan itibaren yüksektir. Atom tedavisi sonrası hipotiroidi haftalar/aylar içerisinde geliÅŸir. Bu durumda genellikle baÅŸlangıçta yüksek doz gereksinim olsa da düÅŸük doz ile baÅŸlayıp aylar içerisinde gereksinim artabilir.

 

Hipotiroidi tedavisinde neler bilinmelidir?

Hipotiroidi durumu genellikle kalıcı olduÄŸundan ve yapılan tedavi esas olarak eksik olanı tamamlama tedavisi olduÄŸundan tedavinin ömür boyu olduÄŸu unutulmamalıdır (Bkz. Tiroid hormon tedavisi). Ä°laç dozunun fazla geldiÄŸi hissedilse hatta laboratuar olarak saptansa bile doktor önerisi olmadan ilaç tamamen kesilmemelidir. Bu durumlarda genellikle yapılması gerekenin uygun doz azaltılması ile tedaviye devam edilmesidir. Ameliyat durumları, hastane yatışları, kazalar, kalp krizi durumları gibi yaÅŸanabilecek saÄŸlık sorunlarında da ilaç kesilmemeli, gerekiyorsa doz deÄŸiÅŸikliÄŸi için ilaç kullanımı konusunda doktor bilgilendirilmelidir. Ä°lacın kesilmemesi gereken diÄŸer önemli dönem gebeliklerdir. Gebelik durumunda ilaç kesilmemeli hatta genellikle gereksinim arttığı için doktorunuz tarafından uygun doz deÄŸiÅŸimi yapılmalıdır (Bkz. Gebelikte tiroid bezi).

Tiroid Hormonu Kullanımı

 

 

Tiroid hormonu hangi hastalıklarda kullanılır?

Tiroid hormonu hipotiroidi olarak adlandırılan ve tiroid bezinin yeterli hormon üretemediÄŸi durumlarda kullanılan bir tedavidir (Bkz. Hipotiroidi/Hashimoto). Sentetik bir ilaç olmasına raÄŸmen kimyasal yapısı vücutta yapılan tiroid hormonu ile tamamen aynıdır. Bu anlamda yabancı madde deÄŸildir. Yan etki riski yok denecek kadar nadirdir. Ancak vücudun gereksiniminden fazla verildiÄŸinde yüksek doza baÄŸlı yan etki görülebilir.

​

Ä°laç olarak kaç çeÅŸit tiroid hormonu vardır?

Vücutta 2 çeÅŸit tiroid hormonu vardır. Tiroksin (T4) adlı hormon tiroid bezinden daha fazla sentezlenen hormondur. Kana verildikten sonra triiyodotironin (T3) adlı hormona dönüÅŸerek hücre düzeyinde etkisini gösterir. Ä°laç olarak her iki hormon, hatta bunların belli oranlarda karma formları bulunmaktadır. Ancak sıklıkla kullanım için tercih edilen sadece T4 içeren preparatlardır. Vücuttan salgılanan T4 hormonu gibi kanda T3 e dönüÅŸerek etkisini gösterir. Sadece T3 veya T4/T3 karma preparatlar ile kandaki tiroid hormonu seviyesinin stabil düzeyde tutmak zordur. Bunun sebebi T3 hormonunun kandaki yarı ömrü çok kısadır ve ilaç olarak hem günde en az 2-3 kere alınması gerekir.  Bu ÅŸekilde bile kan seviyesi gün içerisinde deÄŸiÅŸkenlik gösterebilir. AÅŸağıda anlatılan bilgiler T4 içeren preparatların kullanımı ile ilgili bilgilerdir.

​

Ä°laç günün hangi saatinde alınmalıdır?

Tiroid hormonu (T4) içeren ilaçların kanda bulunma süreleri uzundur. Yani günde bir kere alınmaları ile yeterli etkinlik saÄŸlanabilir. Günün her saatinde alınabilir. Ancak ilacın barsaklardan emiliminin çok iyi olmaması nedeni ile aç karnına alınması gerekir. BoÅŸ mideye alınmaz ise yiyeceklere baÄŸlanabildiÄŸinden kana geçiÅŸi azalır. Ä°laç aç karnına alınmalı, mideden barsaklara geçmesini beklemek için 20-30 dakika kadar hiçbir ÅŸey yenmemelidir. Bu nedenle sıklıkla sabah aç karnına alınması ve 30 dakika sonra kahvaltı yapılması önerilir. Bu öneriyi uygulayamayanlarda öÄŸünden en az 3 saat sonra ve 30 dakika önce olmak üzere günün herhangi bir saatinde alması önerilebilir.

​

Tiroid hormonu ilacının baÅŸka ilaçlarla birlikte kullanılmasında sakınca var mıdır?

Tiroid hormonu ilaçları bazı ilaçlarla birlikte alındığında barsaklardan kana geçiÅŸi ciddi anlamda azalmaktadır. Bu nedenle mümkün olduÄŸunca baÅŸka ilaçlarla birlikte alınmamalıdır. Özellikle kalsiyum ve demir preparatları tiroid hormonu emilimini en çok etkileyen ilaçlardır. Tiroid hormonu ilacını aldıktan sonraki 3-4 saat içerisinde bile bu ilaçların alınması tiroid hormonu emilimini azaltabilir. DiÄŸer bazı ilaçların da tiroid hormonu ilaçları ile birlikte alınması tiroid hormonunun etkinliÄŸini deÄŸiÅŸtirebilir. Bu nedenle tiroid hormonu ile birlikte baÅŸka ilaç da kullanılıyorsa gün içerisinde kullanımları konusunda hekime danışılmalıdır.

​

Tiroid hormonu kullanımına hangi dönemlerde ara verilmelidir?

Tiroid hormonu eksikliÄŸi sıklıkla kalıcı bir durumdur. Bu nedenle tiroid hormonu tedavisi ömür boyu sürdürülmesi gereken bir tedavidir. BaÅŸka bir hastalık geliÅŸmesi, ameliyat, kaza, yoÄŸun bakım tedavisi gibi durumlarda bile tedaviye devam edilmelidir. Farklı saÄŸlık sorunlarında doz deÄŸiÅŸimi gerekebileceÄŸinden tiroid hormonu kullanıldığı konusunda hekim mutlaka bilgilendirilmelidir. Tiroid hormonu tedavisinin kesilmemesi gereken önemli dönemlerden bir tanesi de gebeliklerdir. Gebelik durumunda ilacın kesilmesi bebeÄŸi olumsuz etkileyebilir. Ä°lacın gebelik üzerine hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Ä°lacın kesilmemesi hatta gebelikte tiroid hormonu gereksinimi arttığı için hekim önerisine göre uygun doz artışı yapılması gerekir.

​

Tiroid hormonu doz fazlalığında ne yapılmalıdır?

Düzenli kullanıma raÄŸmen çeÅŸitli faktörlere baÄŸlı olarak doz fazlalığı ile karşılaşılabilir. Doz fazlalığı durumlarında genellikle ilacın kesilmesi gerekmez. Öncelikle yapılması gereken doz fazlalığının sebebinin saptanmasıdır. Buna göre uygun doz deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılmalı, daha sonra kan seviyelerinin kontrolüne göre uygun tiroid hormonu dozu saptanmalıdır. Bu deÄŸiÅŸiklikler mutlaka hekim önerilerine göre yapılmalıdır.

​

Tiroid hormonu ilaçlarının kilo kaybı saÄŸladığı doÄŸru mudur?

Kilo kaybı yapıcı etkisi hormon eksikliÄŸi olan kiÅŸilerde görülür. Aslında etkisi hipotiroidiye baÄŸlı kilo artışının tedavi ile kiÅŸinin normal kilosuna gerilemesi ÅŸeklindedir. Yani ilacın kilo verdirici özelliÄŸi yoktur. Hipotiroidisi olmayan kiÅŸilerde kilo kaybı saÄŸlamaz. Çok yüksek dozlarda kullanıldığında ciddi riskleri ile birlikte saÄŸladığı kilo kaybı geçicidir. Kalp, damarlar, kas ve kemiklerle ilgili ciddi zarar verici etkileri görülebilir.

​

Tedavi süresince farklı firmaların tiroid hormonu ilaçları deÄŸiÅŸtirilerek kullanılmasında sakınca olur mu?

Türkiye’de farklı firmaların tiroid hormonu preparatları bulunmaktadır. Etkinlikleri benzer olsa da barsaktan emilimleri ve biyo-yararlılıklarında farklılıklar olabilir. Hipotiroidli hastalarda doz gereksinimleri çok farklıdır. Doz gereksinimi kandaki tiroid hormonu seviyeleri ölçümü yapılarak saptanmaktadır. Hangi firma ilacı ile uygun doz ayarlandı ise mümkün olduÄŸunca aynı ilaç kullanılmalıdır. Farklı firma ilacı kullanılmak zorunda kalındı ise kan seviyesi kontrolü yapılarak verilen dozun yeterli olup olmadığı saptanmalıdır. Yurtdışı ilaçlar için de aynı durum söz konusudur. Yurt dışından getirilen ilaçlar daha etkilidir söylemi doÄŸru deÄŸildir.

​

Tiroid hormonu kullanan hastalara önerileri baÅŸlıklar halinde özetlersek;

  • Doz ayarlaması kan ölçüm sonuçlarına göre yapılmalıdır.

  • Kontrol yapılmadan doktorunuzun önerdiÄŸi dozda deÄŸiÅŸiklik yapılmamalıdır.

  • Tiroid hormonu ilacı günde bir kez alınması yeterlidir.

  • Ä°laç sabah aç karnına alınmalıdır.

  • Ä°lacı aldıktan sonra yarım saat süre ile bir ÅŸey yenmemelidir.

  • Sabah alınması unutuldu ise, günün diÄŸer saatlerinde alınabilir. Ancak bir ÅŸey yendikten sonra en az 3 saat geçmiÅŸ olmalıdır ve yine yarım saat bir ÅŸey yenmemelidir.

  • Beraberinde baÅŸka ilaç alınacaksa hekime danışılmalıdır.

  • Tiroid hormonu ile beraber süt, kalsiyum, demir hapı alınmamalıdır.

  • Tedavi için önerilen preparat baÅŸka firmanın aynı preparatı ile mümkün olduÄŸu sürece deÄŸiÅŸtirilmemelidir.

Çapa 7

Hipertiroidi (Zehirli Guatr)

 

 

Hipertiroidi ne demektir, belirtileri nelerdir?

Hipertiroidi (Ä°ç Guatr/Zehirli Guatr) tiroid bezinin aşırı hormon üretmesi ve kandaki tiroid hormon seviyelerinin artması sonucu oluÅŸan hastalığın genel adıdır. Kandaki hormon artışına baÄŸlı olarak çeÅŸitli bulgu ve belirtiler oluÅŸturabilir. En sık kalpte çarpıntı ÅŸikayetine sebep olur. Aşırı terleme, sıcaÄŸa tahammülsüzlük, ellerde tireme, kilo kaybı, sinirlilik, çabuk yorulma sık karşılaşılan bulgulardandır. Kilo kaybı sıklıkla iÅŸtah artması ile birliktedir. Barsak hareketlerinde hızlanma, kaslarda güçsüzlük, uyku bozukluÄŸu görülebilir. Hastalarda genellikle bu belirtilerin hepsi bir arada görülmez. Hastaların bazılarında bazı belirtiler ÅŸiddetli iken bazıları ise hiç olmayabilir. Genellikle gençlerde belirtiler daha bariz, ileri yaÅŸlarda belirtiler daha siliktir.

​

Hipertiroidi sebepleri nelerdir?

Zehirli guatr diye adlandırılan aşırı hormon yüksekliÄŸi durumu tek bir hastalık deÄŸildir. En sık sebep Graves hastalığıdır ve daha sonra zehirli nodüllü hastalıklar (toksik nodüler guatr) en sık hipertiroidiye sebep olurlar. Graves hastalığında tiroid bezi homojen olarak büyümüÅŸtür. Beraberinde göz bulguları olabilir. Gözde batma, yanma sulanma, gözün ileri doÄŸru büyümesi, göz hareketlerinde kısıtlanma görülebilir. Graves hastalığı olan tüm hastalarda göz bulguları görülmez. Zehirli nodüllü guatrda ise tiroid bezinde nodüller kontrolsüz olarak tiroid hormonu salgılamaktadır. Bu hastalıkta da aşırı hormon yapımına baÄŸlı belirtiler görülür ancak göz bulguları olmaz. Bu sebepler dışında bazı hastalıklar, bazı ilaçlar hipertiroidiye sebep olabilir.

​

Graves hastalığı nasıl oluşur?

Graves hastalığı otoimmün bir hastalıktır. Yani kan hücreleri tiroid bezine karşı antikorlar oluÅŸturmakta, bu antikorlar tiroid bezini uyararak aşırı hormon yapımına sebep olmaktadır. Kan hücrelerinin bu antikorları neden oluÅŸturduÄŸu bilinmemektedir. Geçirilen hastalıklar, tüketilen besinler, yoÄŸun stres gibi durumlar bu hastalığın sebebi deÄŸildir. Ailesel geçiÅŸ denebilecek bir iliÅŸki yoktur. Göze olan etkisi genellikle hipertiroidi belirtileri ile birlikte baÅŸlamakla birlikte ayrı olarak önce veya sonra da baÅŸlayabilir. Hastalık sıklıkla bir dönem hastalığıdır. Yani baÅŸladıktan bir süre sonra kendiliÄŸinden antikor yapımı azalır ve belirtiler ortadan kalkar. Ama kendiliÄŸinden düzelmeyen durumlar da az oranda deÄŸildir.

​

Graves hastalığının tedavisi nasıl yapılmaktadır?

Graves hastalığının sebebi bilinmese de ilaçla tedavisi çok etkili bir ÅŸekilde yapılmaktadır. Genellikle tedavi baÅŸlandıktan sonraki birkaç hafta içinde yakınmaların büyük çoÄŸunluÄŸunda belirgin düzelme görülür. Ancak hormon seviyelerinin normale getirilmesi ile hastalık iyileÅŸmiÅŸ demek deÄŸildir. Ä°laç tedavisi kesildiÄŸinde belirtiler sıklıkla tekrar ortaya çıkar. Bu nedenle klinik ve laboratuar bulgularına göre ilaç dozu ayarlanarak 12-18 ay süre ile ilaç tedavisine devam edilir. Ä°laç tedavisine raÄŸmen hastalık kontrol altına alınamıyorsa atom tedavisi (Bkz. Radyoiyod tedavisi) veya cerrahi tedavi (Bkz. Tiroid operasyonu) ile tedavi edilmesi gerekebilir.

​

Graves tedavisi ile ilgili bilinmesi gerekenler nelerdir?

Ä°laç tedavisine yanıt ile ÅŸikayetlerin geçmesi için genellikle birkaç hafta geçmesi gerekebilir. Yakınmaların geçmesi ile tedavinin tamamlandığı düÅŸünülmemelidir. Tedavinin uzun süreli olduÄŸu ve sadece ÅŸikayetlerin geçmesi ile tamamlanmadığı bilinmelidir. Uzun süreli izlemde ilaç dozları hekim tarafından ayarlanmalıdır. Tedavi sonrasında hastalar genellikle kilo alırlar, ancak bu kilo artışı tedavinin yan etkisi deÄŸildir. Hastalığın iyileÅŸmesi sonrasında hastalığa baÄŸlı kilo kaybının düzelmesi nedeni ile hastalar tekrar eski ağırlıklarına ulaşırlar. Bu artış genellikle tedavi baÅŸlangıcındaki ilk aylar içinde olur. Ä°laç tedavisi ile en sık karşılaşılabilecek yan etki alerjik cilt lezyonlarıdır. Kaşıntı kızarıklık ÅŸeklinde belirti gösterir. Genellikle alerji ilaçlarına iyi yanıt verdiÄŸi için tedaviyi kesmeye gerek kalmaz. Ciddi sayılabilecek yan etkileri ise çok nadirdir. KaraciÄŸer üzerine olumsuz etki olabileceÄŸi gibi nadiren kan hücrelerinde azalma ve antibiyotiklere yanıt vermeyen ateÅŸli mikrobik hastalıklar ile karşılaşılabilir. 

Graves hastalığında iyotlu besinlerden kaçınılmalı mıdır?

Graves hastalığında hormon yapımı artmıştır, ancak besinler ile iyot alımını azaltarak tiroid hormonu sentezinin azaltılması mümkün deÄŸildir. Bu nedenle iyotsuz tuz tüketimine gayret göstermek, deniz ürünü tüketiminden kaçınmak boÅŸa gayretlerdir. Tiroid bezi uyarıldığında çok düÅŸük iyot ile bile aşırı miktarda hormon sentezi mümkün olur. Farklı gıdalarla da Graves hastalığını kontrol altına almak mümkün deÄŸildir. Hipertirodili hastaların yapması gereken özellikle hormonların yüksek olduÄŸu dönemde kahve, çay tüketimini azaltmak ve yoÄŸun egzersizden kaçınmaktır.

​

Atom tedavisi Graves hastalığında kesin çözüm müdür?

Atom tedavisi denilen tedavi radyoaktif etkili iyodun ağızdan verilmesi, barsaklardan emildikten sonra tiroid bezi hücrelerinde tutulması ve radyasyon etkisi ile hormon üretemez hale gelmeleridir (Bkz. Radyoiyod tedavisi). Tek seferde ağızdan alınan radyoaktif madde ile çok sıklıkla istenilen etki elde edilir. Hastalarda hipertiroidi kalıcı olarak ortadan kalkar. Ancak unutulmamalıdır ki bu tedavi sonrasında kalıcı hipotiroidi olasılığı çok yüksektir (Bkz. hipotiroidi).

Graves hastalığında operasyon ne zaman yapılır?

Graves hastalığında sıklıkla tercih edilen tedavi ÅŸekli ilaç tedavisidir. Yeterli yanıt alınmadığı durumlarda atom tedavisi daha sonraki tercih edilen tedavi ÅŸeklidir. Ä°laç tedavisine yanıt vermeyen, aşırı büyük guatrı olan ve radyasyon tedavisi tercih edilmeyen durumlarda nadiren cerrahi önerilebilmektedir.

​

Graves hastalığında göz belirtisi olanlarda ne gibi önlemler alınmalıdır.

Gözü rahatsız edici ortamlardan korumak gerekir. Kuvvetli ışık ve rüzgar özellikle rahatsız edebildiÄŸi için güneÅŸ gözlüÄŸü kullanımı tavsiye edilir. Göz reaksiyonunu artırdığı bilinen en önemli faktör olan sigara mutlaka terk edilmelidir. Tuz tüketimi azaltılmalı, gece başı yukarıda tutacak ÅŸekilde yüksek yastıkta yatılmalıdır. Gözü aşırı derecede ileri fırlamış kiÅŸilerde göz geceleri uykuda tam kapanmıyorsa göz merceÄŸini koruyacak ÅŸekilde gözyaşı damlaları ile gözün kuruması engellenmelidir. Aktif dönemde tedavi etkinliÄŸi geç döneme göre çok daha fazla olduÄŸundan hekime baÅŸvuruda gecikilmemelidir. Bu dönemde en etkin ilaç tedavisi yüksek doz kortizon tedavisidir. Graves’in göz bulguları bu konudaki tecrübeli uzmanlar tarafından yapılmalıdır.

​

Zehirli nodüllü guatr tedavisi Graves hastalığı tedavisinden farklı mıdır?

Tiroid bezinin iyi huylu nodüllerinin bazıları vücudun kontrol mekanizmaları dışında otonom olarak kontrolsüz hormon salgılarlar. Tek veya çok sayıda nodülü olan hastalarda bu durum görülebilir ve toksik nodüler gautr olarak adlandırılırlar. Bu hastalıkta da ilaç tedavisi ile serum tiroid hormonu sevileri hızlıca kontrol altına alınır. Ancak bu tedavinin kalıcı etkisi olmayacağı için ilaç kesildiÄŸinde belirtiler tekrar ortaya çıkar. Bu nedenle ilaç tedavisi ile kontrol altına alındıktan sonra atom tedavisi veya cerrahi tedavi ile otonom nodüllerin hormon sentezleri kalıcı olarak baskılanması gerekir. Atom tedavisi veya cerrahi tedavinin hangisinin uygun olduÄŸu hastaya göre deÄŸiÅŸir.

Çapa 8

Atom / Radyoiyod Tedavisi

 

 

Radyoiyot tedavisi ne demektir?

Halk dilinde atom tedavisi olarak adlandırılan radyoiyot tedavisi (radyoaktif iyot tedavisi) radyasyon etkili iyodun vücuda verilmesi ile uygulanan bir tedavi ÅŸeklidir. Ä°yot vücutta sadece tiroid hücrelerinde tutulduÄŸu için bu hücrelerde radyasyon etkisi oluÅŸturur. Bu ÅŸekli ile bir radyasyon tedavisidir. Dışardan cihazlarla verilen radyasyon tedavisinden farklı olarak vücuda alınarak doÄŸrudan hedef hücrelere verilen bir radyasyon tedavisidir. Çevredeki dokular, hücreler radyasyondan etkilenmez.

​

Radyoiyot tedavisi hangi hastalıklarda uygulanmaktadır?

En sık tiroid bezinin aşırı hormon üretimine baÄŸlı geliÅŸen zehirli guatr durumlarında kullanılan bir tedavidir (Bkz. Hipertiroidi/Graves). Ä°laç tedavileri ile yeterli sonuç alınamayan hipertiroidi hastalarında genellikle önerilen tedavi ÅŸeklidir. Hipertiroidi dışında tiroid kanserli hastaların tedavisinde de radyoiyot tedavisi kullanılır (Bkz. Tiroid kanserleri). Burada amaç tiroid ameliyatı sonrası geride kalan dokuların radyoiyot tedavisi ile tamamen ortadan kaldırılması ve tiroid kanserinin tekrar ortaya çıkma olasılığının azaltılmasıdır.

​

Radyoiyot tedavisi öncesi dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Radyoiyot tedavisi öncesi hasta tiroid hormonu içeren ilaçları kullanmaması gerekir. Bu ilaçların kullanılması verilen radyoaktif iyodun tiroid bezinde tutulmasını engeller. Özellikle tiroid kanserli hastalar radyoiyot tedavisi öncesi 3-4 hafta süre ile tiroid hormonu ilaçlarını almamalıdırlar. Hipertiroidi tedavisi altında olan hastaların da radyoiyot tedavisi öncesi bu hastalığın tedavisi için kullandıkları ilaçları 5-7 gün öncesinden kesmeleri gerekir. Böylelikle radyoiyot tedavisi daha etkin olur. Radyoiyot tedavisi öncesi dikkat edilmesi gereken diÄŸer bir özellik iyod tüketiminin azaltılmasıdır. Bu tedavi sırasında radyasyon iyotla birlikte tiroid bezine gönderileceÄŸi için öncesinde iyodun fazla tüketilmesi tiroid bezinin iyodu tutma kapasitesini anlamlı ÅŸekilde azaltır. Radyoiyot tedavinin etkinliÄŸini artırmak için öncesinde iyod tüketimi kısıtlanmalıdır. Bu amaçla iyottan zengin besinler olan deniz ürünlerinin tüketimi 15-20 gün öncesinden baÅŸlamak üzere yasaklanır. Ayrıca iyot ile zenginleÅŸtirilmiÅŸ tuz yerine az miktarda iyotsuz tuz tüketimi tercih edilir. YoÄŸun tuz ile hazırlanan salamura, salça gibi besin tüketimi, iyot içeren ilaçlar mümkün olduÄŸunca kısıtlanmalıdır.

​

Radyoiyot tedavisi nasıl uygulanmaktadır?

Radyoiyot tedavisi sırasında özel bir giriÅŸim uygulanmamaktadır. Ä°ÅŸlem, hastaya bir bardak su içerisinde veya kapsül olarak radyoiyodun içerilmesinden ibarettir. Özel bir tadı yoktur. Hastanede uygulanmasının nedeni radyasyonun kontrollü bir ÅŸekilde verilmesidir. Hastanede yatış gerekliliÄŸi verilen doza baÄŸlıdır. Zehirli guatr amacı ile kullanılan dozlarda yatış gerekmez. Tiroid kanserli olgularda kullanılan yüksek dozlar için hastane yatış gerekli olur. Hastanede yatışın amacı vücuda verilen radyasyonun idrarla büyük oranda atılması ve bu dönemi radyasyonun kontrol altında olduÄŸu özel bir odada geçirilmesi istenir. Böylelikle vücuda alınan radyasyon etraftaki kiÅŸilere ve dış ortama yayılmamış olur.

​

Radyoiyot tedavisi sonrası nelere dikkat edilmelidir?

Radyoiyot içildikten sonra vücuttaki radyasyonun etraftaki kiÅŸileri etkilememesi için bazı önlemler alınmalıdır. Radyoiyodun hastalara verildiÄŸi nükleer tıp bölümlerinde radyasyondan korunma önerileri hastalara etraflıca bildirilir. DüÅŸük dozda olan bu radyasyon özellikle hamileler için riskli olabilir. Bu nedenle hamilelerle, küçük çocuklarla aynı ortamda uzun süre kalmamalıdır. Hastanede izolasyon uygulanan hastalar evlerine taburcu edildikten sonra da bir süre için radyasyondan korunma önerilerini uygulamaları gerekmektedir. Radyoiyot tedavisi sonrası hekiminizin önerisine göre tiroid hormonu ilaçları baÅŸlanabilir. Radyoiyot tedavisi ile alınan radyasyon tiroid hücrelerinde tutulan kısmı dışındakiler idrar, ter ve tükürük ile vücuttan atılır. Bu nedenle sonraki günlerde sık duÅŸ alınmalı, tükürük salgısını artırıcı önerileri dikkatli uygulamalıdır.

​

Radyoiyot tedavisi sonrası zehirli guatr tamamen düzelir mi?

Zehirli guatrlı bir hastada radyoiyot tedavisinin etkisi 1 ay içerisinde baÅŸlar. Tiroid hormon seviyesinin normale gelmesi sıklıkla 1-6 aylar arasında olur. Tedavinin etkinliÄŸi kısa sürede çıkmayacağı için hekim önerisi olmadan ilaçlar kesilmemelidir. Tedavinin hemen öncesinde ve sonrasındaki birkaç gün süre ile ilaçların kesilmesi atom tedavisinin etkinliÄŸi için gereklidir. Ancak daha sonra tedavi tekrar baÅŸlanmalı ve kan hormon kontrollerine göre doz azaltılması yapılarak uygun zamanda ilaç tedavisi kesilmelidir. Hastaların bir kısmında tiroid tembelliÄŸi geliÅŸebileceÄŸinden tiroid hormonu tedavisi gerekebilir (Bkz. Tiroid hormonu tedavisi). Hastaların çok büyük bölümünde radyoiyot tedavisi ile tiroid hormon fazlalığı düzelir ancak nadiren yeterli yanıt alınamayan durumlar olabilir. Bu durumda tekrar radyoiyot tedavisi önerilebilir.

​

Radyoiyot tedavisi sonrası tiroid tembelliÄŸi olasılığı yüksek midir?

Graves hastalığında radyoiyot tedavisi sonrası tiroid tembelliÄŸi olasılığı oldukça yüksektir (Bkz Hipertiroidi/Graves). Bu hastalarda kalıcı tembellik oluÅŸtuÄŸunda ömür boyu tiroid hormonu kullanmaları gerekir (Bkz. tiroid hormonu tedavisi). Toksik nodüler guatr tanılı hastalarda ise radyoiyot tedavisi sonrası tiroid tembelliÄŸi olasılığı düÅŸüktür. Nadiren geliÅŸebilir. Tiroid kanserli hastalarda radyoiyot tedavisi tiroid ameliyatından sonra verilir. Bu hastalarda tüm tiroid bezinin çıkarıldığı operasyon yapıldığı için radyoiyot tedavisi öncesi zaten tiroid tembelliÄŸi vardır.

​

Radyoiyot tedavisi ile verilen radyasyon uzun dönemde kanser riski oluÅŸturur mu?

Radyoiyot tedavisinde düÅŸük doz radyasyon verilir. Vücutta sadece tiroid bezinin hücrelerinde tutulur. Sadece guatr bezinde etkilidir. Geri kalan kısmı hızla böbreklerden ve terle atılır. Vücudun diÄŸer hücrelerinin radyasyona maruziyetleri yok denecek kadar az olarak kabul edilmektedir. Bu radyasyona baÄŸlı olumsuz etki bildirilmemiÅŸtir. Çok uzun süreli izlemlerin yapıldığı çalışmalarda da radyoiyot tedavisi alan hastalarda kanser olasılığı daha yüksek bulunmamıştır.

​

Radyoiyot tedavisi sonrası hamilelik planlanabilir mi?

Radyasyon hamileliÄŸi çok olumsuz etkileyebilir. Yapılan araÅŸtırmalar radyoiyot tedavisi ile alınan radyasyonun çok büyük kısmının ilk günler içerisinde vücuttan tamamen atıldığını göstermiÅŸtir. Ancak hamilelik açısından hiç risk oluÅŸturmaması açısında 6 ay süre ile beklemek gerekir. Radyoiyot tedavisi sonrası 6. Aydan sonra hamilelik güvenlidir.

Çapa 9

Gebelikte Tiroid Bezi

 

 

Gebelikte tiroid bezi fonksiyonlarında nasıl değişiklikler olur?

GebeliÄŸin ilk haftalarından baÅŸlayarak tiroid hormonlarında hafif bir yükselme olur. Nadiren bu yükselme gebeyi rahatsız edecek düzeye ulaÅŸabilir. Gebede çarpıntı, aşırı terleme gibi yakınmalar olur. Bu yakınmalar özellikle ilk aylarda bulantı kusma gibi yakınmaları fazla olan gebelerde rastlanır. Genellikle ilaç tedavisi gerekmez. Bu yakınmalar ilk 3 ayda görülür ve daha sonraki dönemlerde tiroid hormonu sıklıkla normal seviyelere iner.

​

Herhangi bir tiroid hastalığı olmayan gebelere tiroid bezi fonksiyonu için neler önerilir?

Gebelikte iyot gereksinimi artar. Ä°yot tüketimi yeterli olmalıdır. Deniz ürünleri kullanımının artırılması tavsiye edilir. Ä°yot ile zenginleÅŸtirilmiÅŸ tuz kullanılması artan iyot gereksinimi genellikle karşılayabilmekle birlikte iyot içeren ilaç tüketimi önerilebilir. Gebelikte tiroid hormonu yapımı da artar sınırda eksikliÄŸi olan kiÅŸiler gebe kaldıklarında tiroid hormonu eksikliÄŸi aÅŸikar hale gelebilir. Bu durumu saptayabilmek için daha önce herhangi bir tiroid hormon dengesizliÄŸi olmayan gebelerin ilk aylarında TSH ölçümü yapılması hamilelikteki olası riskleri en aza indirir.

​

Annedeki tiroid hormon dengesizliÄŸi fetüsü (cenin) etkiler mi?

GebeliÄŸin devamı ve gebelikle ilgili olumsuzlukların geliÅŸmemesi için annenin tiroid fonksiyonları normal olmalıdır. BebeÄŸin bedensel ve zihinsel geliÅŸiminde de tiroid fonksiyonları önemlidir. GebeliÄŸin ilk aylarında fetüs anneden gelen tiroid hormonunu kullanır. Üçüncü aydan sonra kendi hormonunu üretmeye baÅŸlar. Bu geliÅŸim sırasında da annenin tiroid hormonu seviyeleri normal olmalıdır. Tiroid hormonunun normal sentezlenebilmesi için gebenin yeterli iyot alıyor olması ve tiroid bezi hücrelerinin yeterli iÅŸlev görebiliyor olması gerekir.

​

Gebelik öncesi dönemde tiroid hormon kontrolü yapılmalı mıdır?

Tiroid bezi hastalığı öyküsü olan her kadın gebelik planı olduÄŸu dönemde tiroid hormon seviyelerini kontrol ettirmesi gerekir. Tiroid hormon seviyeleri istenilen düzeyde olmayan gebelerde erken düÅŸük olasılığı daha yüksektir. Daha önce tiroid bezi hastalığı öyküsü olmayan gebelerin de gebe kaldıklarında tiroid hormon testi yaptırmaları önerilir.

​

Gebelik sırasında kan TSH seviyesinin düÅŸük veya yüksek olması anlama gelir?

TSH beyinden salgılanan ve tiroid bezinin hormon sentezlemesini saÄŸlayan hormondur. Bu uyarı olmadan tiroid bezi hormon sentez edemez. Tiroid hormonu gereksinimi arttığında kandaki seviyesi artar, azaldığında ise tersine azalır. Serum TSH seviyesinin düÅŸük bulunması tiroid hormonlarının fazlalığının ilk bulgusudur. Zehirli guatr hastalığının (Bkz. Hipertiroidi) tanısında en erken saptanan laboratuar bulgusudur. Ancak gebelikte özellikle ilk aylarda artan bazı hormonlar nedeni ile normal gebelerde de TSH seviyesinde azalma görülebilir. Zehirli guatr ile fizyolojik deÄŸiÅŸikliÄŸi ayırt edilerek gebeliÄŸin tedavi ve takibine karar vermelidir. Aşırı düÅŸüklüÄŸün tersi olarak TSH seviyesinin normal seviyelerinden daha yüksek bulunması tiroid bezinin çalışmasında yavaÅŸlama olduÄŸunu ve beyinden daha fazla çalışması konusunda uyarı geldiÄŸi anlamına gelir. Tiroid tembelliÄŸinini ilk laboratuar bulgusudur (Bkz. Hipotiroidi). Ancak bazı ilaçlara, hastalıklara baÄŸlı geçici yükseklikler olabilir. Gebelikte serum TSH seviyesi yüksek bulunduÄŸunda tiroid bezi tembelliÄŸi olasılığı diÄŸer durumlardan ayırt edilmelidir. Serum TSH seviyesinin düÅŸük veya yüksek olduÄŸu her iki durum hekimler tarafından deÄŸerlendirilip tedavi gerekip gerekmediÄŸine karar verilmelidir.

​

Gebelik sırasında saptanan tiroid antikorları ne anlama gelmektedir?

Antikorlar savunma sistemine ait moleküllerdir. Yabancı cisimlere karşı vücudu korumak üzere kan hücrelerinde sentezlenirler. Bazı kiÅŸilerde ise neden olduÄŸu saptanamamış olmakla birlikte tiroid bezi hücrelerine karşı antikor yapıldığı görülür. Tiroid antikorların kiÅŸide belirti bulgu oluÅŸturmaz ancak uzun vadede tiroid bezinin yeterli miktarda hormon üretememesine sebep olabilir. Antikor üretimini durduracak bir tedavi ÅŸekli günümüzde yoktur. Tiroid kiÅŸi için yeterli hormon üretemez hale gelirse tiroid tembelliÄŸi denen durum gözlenir (Bkz. Hipotiroidi / Hashimoto). Sadece tiroide karşı otoantikor varlığı tedavi gerektiren bir durum deÄŸildir. Ancak antikorların tiroid tembelliÄŸi denen duruma yol açıp açmadığı önemlidir. Tiroid tembelliÄŸi denilen durum varsa, çok hafif seviyede olsa bile gebelik döneminde tedavi edilmesi gerekir.

​

Hamilelik sırasında tiroid hormonu ilaçları kullanılabilir mi?

Hipotiroidi tanısı ile tedavi altında olup tiroid hormonu ilacı kullanan hastalar gebe kaldıklarında da mutlaka bu ilaçlarını kullanmaya devam etmelidirler. Hatta gebelik döneminde tiroid hormonu gereksinimi genellikle arttığı için hekim önerisine göre uygun doz artışı yapılmalıdır. Tiroid hormonu eksikliÄŸi sınırda olan ve gebelik öncesinde tedavi gerekmeyen gebeler de hamilelik sırasında düÅŸük doz tiroid hormonu takviyesine gereksinim gösterirler. Tiroid hormonu ilaçları sentetik olmakla birlikte molekül yapısı olarak tiroid bezinin sentezlediÄŸi tiroid hormonu ile aynı yapıdadır. Bu nedenle yabancı madde sayılmaz ve fetüse hiçbir zararı yoktur. Gebenin gereksiniminden az veya fazla dozda verilmemesine dikkat edilmelidir.

​

Gebelik sırasında tiroid bezi çalışmasını engelleyen ilaçlar kullanılabilir mi?

Gebelik sırasında hipertiroidi saptanmışsa tiroid hormonu üretimini baskılayan ilaç kullanımı gerekli olabilir. Bu ilaçlar belli oranda anneden fetüse geçebilir. Bu geçiÅŸ sonrası fetüsün tiroid hormonu sentezi dolayısı ile geliÅŸimi etkilenebilir. Bu nedenle gebelik sırasında hipertiroidi tedavisi özellik gösterir. Konusunda deneyimli hekimlerin çok yakın gözlemlerine göre ilaç tedavisi gerekip gerekmediÄŸine karar verilmeli ve gerekli ise ilaç doz ayarları hassas bir ÅŸekilde yapılmalıdır.

​

Lohusalık döneminde sık karşılaşılan tiroid problemleri nelerdir?

Hipotiroidili gebelerde doÄŸum sonrası tiroid hormonu gereksinimi azalacaktır. Hekim önerisine göre doz deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılmalıdır. Zehirli guatr tanısı olan gebelerde ise doÄŸum sonrası dönemde hastalığın ÅŸiddetlenebileceÄŸi akılda tutulmalıdır. Bu hastaların tiroid hormonu kan seviyeleri yakından kontrol edilmeli, gerekli ilaç tedavisi düzenlenmesi yapılmalıdır. Gebelik döneminde hastalık saptanmasa bile doÄŸum sonrası lohusalıkta daha sık görülebilen bazı tiroid hastalıkları da vardır. Bunlarda birisi “sessiz tiroid iltihabı” adlı hastalıktır. Birkaç hafta süre ile tiroid hormonlarının geçici olarak yükselmesi ve daha sonraki dönemde normalin altına inecek ÅŸekilde düÅŸmesi ile karakterize bir hastalıktır. Belirtiler sıklıkla çok ÅŸiddetli olmadığından lohusalık stresi ve yorgunluÄŸu olarak deÄŸerlendirilebilir. Hamilelik sonrasında ilk yıl içinde görülür. Genellikle bu süreç 3-5 ay kadar sürer. Genellikle kendiliÄŸinden düzelen bir durum olmakla birlikte bazı hamilelerde sıkıntılı bir süreç yaratabilir.

Çapa 10
bottom of page